Etiket arşivi: TERÖR

TERÖR /// SENE : 1984 – YER IRAK KUZEYİ /// PEŞMERGEBAŞI BARZANİ VE APO PİÇİ /// ORTAKLIK KURULUYO R ///


TERÖR : MİT harekete geçti


İstanbul’dan çalınan kamyonet ve panelvan tipi araçların aynı plakalar ile Hatay’a götürüldüğü ortaya çıktı! Toplam 25 aracın Hatay’dan geri dönüş yapmadığını tespit eden güvenlik ekipleri ise alarma geçti…

Suriye’de iç savaş devam ederken, bölgede faaliyet gösteren radikal İslami grupların Türkiye’ye yönelik olası eylem planlarını mercek altına alan istihbarat ve güvenlik birimleri ‘klonlanmış plaka takan şüpheli çalıntı kamyonetler’in peşine düştü…

Milliyet’in aldığı bilgiye göre, Şam yönetimine karşı geniş katılımlı çatışmalara giren başta El Kaide ve bu örgütünün uzantısı olan Irak-Şam İslam devleti adlı radikal İslami grubun Türkiye’yi hedef alan açıklamalar yapması güvenlik birimlerini alarma geçirdi. Bu grupların Türkiye’ye yönelik ‘eylem süreci’ başlattıklarını açıklamalarıyla birlikte MİT’in yanısıra jandarma ve emniyet birimleri ortak çalışmalara başladı. Bu kapsamda ilk olarak jandarma birimleri, karayolları üzerindeki kamera kayıtlarından ilginç ipuçlarına ulaştı.

Aynı güzergâh

Jandarma birimleri, İstanbul’dan çalınan birbirine benzer kamyonet ve panelvan tipi araçların klonlanmış plakalar takılayarak Bolu-Ankara-Aksaray-Adana üzerinden Hatay’a götürüldüğünü tespit etti. Kamera kayıtlarındaki incelemelerde, Konya Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne kayıtlı bir açık kasa kamyonete ait plakayı taşıyan 6 farklı aracın görüntülerine ulaşıldı. Bu durum üzerine MİT devreye girdi. Jandarma ve MİT’in ortak çalışmaları sonrasında, İstanbul Emniyeti Trafik Tescil Şubesi’ne kayıtlı 4 farklı plakayı kullanan 14 farklı kamyonetin, Ankara Emniyeti Trafik Tescil Şubesi’ne kayıtlı iki ayrı araca ait plakayı kullanan 5 aracın, ‘klonlanmış’ olarak aynı güzergâhı kullanarak Hatay’a gittiği belirlendi.

‘Bombalı araç’ mı?

Yapılan araştırmalarda, plakaları klonlanmış toplam 25 kamyonet ve panelvan tipi aracın hiçbirinin Hatay’dan geri dönüş yapmadığını tespit eden güvenlik birimleri alarma geçti. Daha önce El Kaide’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği eylemlerde kamyonet kullanması, Ankara’da eylem yapmayı planlayan Acilciler örgütünün bombalı kamyonetle eylem yapacağının ortaya çıkması ve klonlanmış plaka taşıyan 25 kamyonet-panelvan türü aracın ‘buhar olması’ istihbarat ve güvenlik birimlerini harekete geçirdi.

MİT’in koordinesinde jandarma ve emniyetin katılımıyla gerçekleştirilen çalışmalarda, klonlanmış araçların kiralık sürücülerce Hatay’ın Reyhanlı ilçesine sevk edildiği anlaşıldı. Bu tespitlerle birlikte, Suriye’den gelen bazı önemli istihbaratlar sonucunda araçların ‘bombalı araç’ olarak hazırlanarak Türkiye’ye gönderilme olasılığı ortaya çıktı.

1200 ton TNT kayıp

Sınır ötesinden elde edilen istihbaratlara göre, Suriye’nin Rakka bölgesini kontrol altında tutan radikal İslamcı Irak-Şam İslam Devleti adlı terör grubunun, Deyr El Zor bölgesindeki Greyye Köyü’nün dağlık alanında Esad yönetimine ait bir mühimmat deposunu ele geçirdiği tespit edildi. Radikal İslami grubun bu depodan yaklaşık 1200 ton TNT ile patlayıcı yapımında kullanılan amonyum sülfata el koyup kaçırdığı belirlendi. Aynı süreçte, El Kaide bağlantılı olarak bölgede faaliyet gösteren Irak-Şam İslam Devleti adlı örgütün Türkiye’ye yönelik bombalı araç eylemi gerçekleştirmeyi hedeflediğinin tespit edilmesi, Hatay’a götürülen klonlanmış kamyonet ve panelvan tipi araçları daha önemli hale getirdi.

Bu gelişmeler sonrasında MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı kısa süre önce yurt genelindeki ünitelerine uyarı yazısı gönderip gelişmeler hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Bu gelişmelerin MİT tarafından başta Başbakanlık olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’na da bildirildiği öğrenildi. Yapılan tespitler sonrasında uyarı yazısı gönderilen 81 kentteki tüm güvenlik birimleri kendi sorumluluk bölgelerindeki önlemlerini artırıp kayıp kamyonetlerin peşine düştü.

TERÖR : PKK, hayvancılık yapan köylülere haraç kesiyor


Terör örgütü PKK’nın doğu ve güneydoğu bölgelerinde hayvancılıkla geçimini sağlayan sürü sahiplerinden, 20 ile 50 bin lira arasında haraç kestiği belirlendi.

Verilen miktarı ödemeyenlerin ise tehdit edildiği ileri sürüldü. Edinilen bilgilere göre, bu durumdan mağdur olan çok sayıda vatandaş, Diyarbakır, Hakkâri ve Şırnak’ta emniyet ve savcılıklara suç duyurusunda bulundu.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi ekipleri PKK’nın yeni hedeflerini ve para kaynaklarını rapor haline getirerek ilgili birimlere gönderdi. Rapora göre, terör örgütünün Metina, Kandil, Haftanin ve Hakurke başta olmak üzere farklı bölgelerde onlarca gümrüğü bulunuyor. Bu gümrükleri kullanan kaçakçıların hepsinden de ‘vergi’ adı altında binlerce liralık haraç alınıyor. Örgütün istediği parayı vermeyenler bölgeye giremiyor. Raporda, “Örgütten izinsiz kimse kaçakçılık yapamaz. Örgüt gümrük noktasından geçen hayvan başına belli miktarlarda vergi adı altında haraç almaktadır.

Ayrıca bölgedeki hayvancılıkla uğraşan besicilerden de mera parası adı altında haraç alıyor. Bu kapsamda örgüt, her besiciden her dönem başı 50 bin TL’ye kadar para alıyor.” ifadeleri kullanılıyor. Para vermek istemeyen besicilerin tehdit edildiği anlatılan raporda, ya hayvanlarının zorla ellerinden alındığı ya da hayvanları öldürülerek besicilerin meradan kovuldukları belirtiliyor. Örgütün köylerde hayvancılık yapan kişileri de tehdit ettiğinin altı çiziliyor. Buna göre PKK, elinde 10 büyükbaş ya da küçükbaş hayvanı olan köylünün hayvanlarından ikisine el koyuyor. Haracı ödemeyen köylüler, görüşmeye tabi tutuluyor. İlk görüşmeye gelmeyenlere ise ‘sorumlu siz olursunuz’ şeklinde tehdit içerikli mektuplar gönderiliyor.

Tüm bu yaşananlara rağmen bölge halkı çözüm sürecinin devam etmesi yönünde irade ortaya koyuyor. Ancak örgüt, özellikle son iki aydır HPH mühürlü mektuplarla bölge halkını sürekli baskı altında tutmaya çalışıyor. Gelen baskılara daha fazla dayanamayanlar ise soluğu savcılık ve emniyette alıyor. Kaynaklar, isimli ve isimsiz olarak onlarca köylünün suç duyurusunda bulunduğunun altını çiziyor.

TERÖR : Adıyaman’da 200 genç…


İngiliz Guardian gazetesi, 200 kadar gencin Suriye’deki cihatçı gruplara katıldığı öne sürülen Adıyaman’a gitti ve acılı anne babalarla konuştu. Gazete “Adıyaman’daki anne babalar, polis ve otoriteleri cihatçıların gençleri çekme kampanyasını görmezlikten gelmekle suçluyor” diye yazdığı haberde sadece Adıyaman’dan 200 gencin Suriye’ye savaşmaya gittiğinin söylendiğini de belirtti.

Türkiye’den Suriye’deki El Kaideci gruplara katılan gençlerin ailelerinin yaşadıkları drama, İngiliz The Guardian gazetesinde Adıyaman mahreçli geniş bir habere konu oldu.

Guardian gazetesi, El Kaide’ye katılan iki çocuğunu Türkiye’ye geri getirmek üzere Adıyaman’dan Suriye’ye giden acılı baba Fatih Yıldız’ın öyüküsünü anlatarak başladığı haberinde “Yıldız, çocuklarını ne gördü ne kendileriyle konuştu. O, çoçukları Türkiye’nin Güneydoğusu’nda Esad rejimine karşı yürütülen İslamcı kampanyaya katılmak üzere sınırı geçen çok sayıda anne babadan biridir” diyor.

“OĞLUM İÇİN KORKMAYA BAŞLADIM”

“Yıldız’ın memleketi Adıyaman’daki anne babalar, polis ve otoriteleri, cihatçıların gençleri çekme kampanyasını görmezlikten gelmekle suçluyor”ifadelerini kullanan gazete, "çocukları Suriye’ye giden çok sayıda ailenin feryatlarını" da aktardı.

Bu çerçevede Adıyaman’daki bir dükkan sahibinin “Oğlum için korkmaya başladım. Onu okula gidiş dönüşlerinde günde iki üç defa aramaya başladım, arkadaşlarıyla çıktığında da onu arıyorum” sözlerini yansıtan gazeteye göre, bir anne de 18 yaşındaki oğlunun “belirli bir grup genç”le buluşmaya başladıktan sonra yok olup 6 haftayı aşkın bir süre Suriye’de olduğunu anlattı.

Bir taksi şoförünün de "cihatçılara katılan" oğlu için “Bize Kıbrıs’a okumaya gittiğini söyledi. 10 bin Türk lira aldı ve gitti. Bir defa Suriye’den aradı” dediğini de aktaran gazete, “Artan uluslararası baskı altındaki Ankara’nın ise, "Suriye’deki aşırılığın sponsorluğunu" yapmadığında ısrar ettiğine” dikkat çektikten sonra Türkiye’de son günlerde El Kaideci gruplara karşı yapılan bazı operasyonlara da vurgu yaptı.

İngiliz gazetesi, haber için konuştuğu diplomatların Türkiye üzerinden Suriye’ye giden AB vatandaşlarının artan sayısından kaygı duyduklarını anlattıktan sonra “Bazı tahminlere göre, Adıyaman’dan 200 kadar genç erkek Suriye’deki cihatçı gruplara katıldı” dedi.

Kaybolan oğlunun Suriye’de “şehit” olduğu söyleyen ve gerçeği ortaya çıkarmak üzere daha önce Halep’e yedi defa gitse de hala oğlunun ölüp ölmediğini kesin olarak öğrenemeyen Diyarbakırlı Ali Kara’nın yaşadıkları da anlatılan haberde “Bazıları, Türkiye’nin görmezlikten gelme, başka bir tarafa bakma politikasının geri tepmesinden kaygılı” diye yazdı.

Odatv.com

TERÖR /// YIL : 1998 – ESKİ ULUSAL GÜVENLİK DANIŞMANI RICE VE EL KAİDE LİDERİ LADİN


TERÖR : Sel gibi terörist akıyor


Dünya medyası Ağustos’ta Şam’da yaşanan kimyasal saldırılardan beri Türkiye üzerinden Suriye’ye sel gibi terörist aktığını gündeme taşırken Başbakan Erdoğan’dan ÖSO’ya destek itirafı geldi

Dünya medyası Ağustos’ta Şam’da yaşanan kimyasal saldırılardan beri Türkiye üzerinden Suriye’ye sel gibi terörist aktığını gündeme taşırken Başbakan Erdoğan’dan ÖSO’ya destek itirafı geldi

AKP hükümetinin Suriye’de muhalif gruplara destek veren politikası tehlikeli bir tablo ortaya çıkardı. Büyük Ortadoğu Projesi’nin uzantısı olan Arap Baharı kapsamında 3 yıldan fazla bir süredir Esad yönetimiyle mücadele eden isyancıların en önemli lojistik destek merkezi Türkiye. Bu destek silah, eleman, para, sağlık ve diğer yardımları kapsıyor. Hatta batı basınında sık sık çıkan ve bölge halkı tarafından da doğrulanan bilgilere göre sabah Türkiye’den Suriye’ye geçen silahlı gruplar akşamları Türkiye’ye geri dönüyor. Özellikle Hatay’da binlerce hücre evi oluşturulduğu ifade ediliyor.

Ele geçenler devede kulak!

Suriye sınırındaki illerde sık sık bomba yüklü araçlar yakalanıyor. Geçtiğimiz günlerde Hatay İskenderun limanında bulunan bir gemide bomba yüklü bir TIR yakalanmış ve Hatay’da yapılan bir başka operasyonda Suriye’ye götürülmek istenen kimyasal maddeler ele geçirilmişti… Bu olayın yankıları sürerken benzer bir haber de Adana’dan geldi. Şakirpaşa Mahallesi’ndeki Metal Sanayi Sitesi’ne çekilerek arama yapılan TIR’da Suriye’ye götürülmek istenen bin 200 adet roket başlığı, çok sayıda roket atar, füze, bomba ve silah ele geçirildi. Ancak ele geçirilen mühimmatın Suriye’ye geçirilenlerin yanında devede kulak olduğu yönünde iddialar da var.

Teröristlerin geçiş güzergahı Türkiye

Türkiye’nin Suriye’deki isyancıların aynı zamanda en önemli eleman takviye güzergahlarından biri. Bu anlamda CNN International kanalında son derece çarpıcı bir haber yayınlandı. Nick Paton Walsh imzalı haberde El Kaide teröristlerinin Hatay’a gelişleri ve buradan Suriye’ye geçişleri aktarılıyor. Libya, Mısır, Moritanya, Suudi Arabistan gibi ülkelerden gelen El Kaide militanlarının Hatay havaalanına gelişleri görüntüleniyor. Haberde şu ifadeler de dikkat çekiyor, “Böylesi küresel bir topluluğu bu kadar alelen ve El Kaide’nin gelişmekte olduğu Suriye’ye bu kadar yakın bir yerde görmek şaşırtıcı Türk sınır kontrol görevlilerinin burnunun dibinde gelenlerin çoğunun gittiği yer burası suriye sınırı. Bu kaçakçı biri havaalanından sınırdaki tellere götürüyor. Yolda Hatay’daki güvenli evleri görüyoruz. Yabancı militanları doğrudan Suriye’de El Kaide bağlantılı gruplara teslim ediyor. Sıradışı olan şey yaşananların hızı.

Bir kaç küçük yabancı savaşçı grubu olarak başlayan akış Ağustos’ta Şam’da yaşanan kimyasal saldırılardan beri rahatsız edici bir hal alan bir sele dönüştü. Bu kaçakçı son bir kaç ayda 400 kişiyi karşıya geçirmiş. Bu durum Türkiye için çok ciddi. Artık Türkiye sınırından baktığınız zaman El Kaide’yi görebiliyorsunuz. Türkiye radikalizmle mücadele ettiği konusunda ısrarcı ancak isyancıların bu çılgınca akışı Suriye’nin kuzeyini El Kaide’nin yönetmesi riskini beraberinde getiriyor. Dahası en son ve en cüretkar sığınaklarını da NATO’nun en istikrarsiz sınırına yerleştirmiş oluyor.”

Erdoğan farklı konuştu!

Türkiye’nin Suriye sınırında bu çarpıcı gelişmeler yaşanırken Başbakan Erdoğan’dan ilginç açıklamalar geldi. İsveç’te Başbakan Fredrik Reinfeldt ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan “Bir defa Nusra, Kaide gibi örgütler, şu anda bizim ülkemizde barınmaları söz konusu olamaz. Tam aksine herhangi bir yapılanma olması halinde, bölücü terör örgütleriyle verdiğimiz mücadele neyse, aynı uygulamayı yapmışızdır, yaparız.” dedi.

ÖSO’ya destek veriyoruz!

Erdoğan bu açıklamalarının ardından Suriye’deki en büyük silahlı grup olan ve Uluslararası hukukta terör örgütü olarak tanımlanan Özgür Suriye Ordusu’na destek verdiklerini söyledi. Erdoğan, “Bizim Suriyeli muhaliflerde tanıdığımız bellidir; Özgür Suriye Ordusu, Suriye Ulusal Koalisyonu. Şu anda unutmayın iki milyar dolara yakın yapmış olduğumuz yatırım vardır, sığınmacılar için. Gelen destek 135 milyon dolardır” dedi. Erdoğan’ın destek veriyoruz dediği Özgür Suriye Ordusu’nun Suriye’de camive türbeleri bombalaması, kafa kesmesi ve cesetlerin kalbini sökerek yemesiyle ilgili Yputube’de yüzlerce görüntü bulunuyor.

TERÖR : İstihbarat El Kaide için uyardı


Esad’ın maşası örgütün Türkiye’de eylem hazırlığı yaptığı istihbaratları alındı.

Suriye’de faaliyet gösteren ve Irak El Kaidesi olarak bilinen grupların Türkiye’ye yönelik saldırı hazırlığı içinde olduğuna dair istihbaratlar artıyor. Elde edilen bilgilere göre son bir ay içerisinde bu konuda en az üç istihbarat alındı.

Giderek artan El Kaide tehdidini Suriye konusunda görevli Koordinatör Vali Veysel Dalmaz da doğruladı. Söz konusu örgütlerin daha önce de saldırı teşebbüsleri olduğunu belirten Dalmaz, Suriye’de rejimle işbirliği içerisinde olan El Kaide tehdidinin Türkiye açısından giderek büyüdüğünü söyledi. Daha önce de Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgüt bir bildiri yayınlayarak Türkiye’de büyük şehirlerde bombalı eylem yapma tehdidinde bulunmuştu. Bu belge daha sonra bazı çevrelerce yalanlandı.

Ancak Dalmaz, bu tehdidin de doğru olduğunu belirtti. Jandarma ve MİT’in derlediği istihbarat bilgileri doğrultusunda 81 ildeki güvenlik birimleri El Kaide saldırısı konusunda uyarıldı. Saldırı planının Irak El Kaide’sinin merkez üssü konumundaki Suriye’nin Rakka kentinde yapıldığı belirtilirken, çok sayıda bombalı aracın da Türkiye’ye yönelik saldırılar için hazırlandığı kaydedildi. Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgüt Akçakale’nin karşısında bulunan Tel Abyad kapısının Türkiye tarafından kısmen kapatılmasına karşı çıkıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin kendilerini Suriye muhalefeti içerisinde görmesini istiyor.

Rejimle işbirliği içerisinde olan El Kaide, Suriye’de giderek güçleniyor. Daha önce Suriye’nin desteğiyle Irak’ta ABD’ye karşı savaşan El Kaideci gruplar Türkiye’nin 2003 Irak işgalindeki tutumu sebebiyle o tarihten beri Türkiye’ye düşmanlık besliyor. Suriye’deki El Kaide unsurlarının yönetici kadrolarının çoğu daha önce Irak’ta savaşan isimlerden oluşuyor. Geçtiğimiz aylarda Irak’ta bulunan Ebu Gureyb ve Taci hapishanelerine baskın yapılarak 500 El Kaideci kaçırılmıştı. Kaçırılan El Kaideciler şimdi Suriye’de savaşıyor.

Bu kişiler geçmişten beri Suriye yönetimi ile iyi anlaşan gruplar.Bu arada Türkiye sınırındaki hatta PKK’nın kontrolündeki PYD’nin etki alanı genişliyor. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinin karşısında yer alan Resulayn ile Telabyad arasındaki Tel Halef bölgesinin neredeyse tamamı artık PYD’nin kontrolünde. Öte yandan üç gün önce Erzincan merkezli operasyon kapsamında Konya, İstanbul ve Diyarbakır’da toplam 16 kişi gözaltına alındı. 1 kişi de aranıyor.

TERÖR : Başbakan’dan El Kaide açıklaması !


Başbakan Erdoğan İsveç Başbakan’ı Fredrik Reinfeldt ile ortak basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, "Nusra gibi Kaide gibi örgütlerin ülkemizde barınmaları söz konusu olamaz, aksine bunlara yönelik herhangi bir yapılanma olursa, bölücü terör örgütleriyle verdiğimiz mücadele neyse onlar da aynı mücadeleye tabidir, onlara da gereken uygulamayı bugüne kadar hep yapmışızdır, yaparız." dedi.

İşte Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından önemli satır başları;

Baba Esad’ın döneminde ülkemizde sıkıntı yaşandı.İktidara geldikten sonra komşularla düşmanlıkları kaldıralım istedik. Suriye halkı ile sorunumuz yok. Hatta akrabalık var. Arap Baharı oluştuğunda kendileri ile şunu net konuştuk. Kendisine ‘rüzgar iyi esmiyor bu sizi de vurabilir’ dedik. Otokrasiden çıkmanız gerekir size her türlü desteği veririz dedik. Çok partili sistemin nasıl kurulabileceğini anlattık.

Orada tanklarla toplarla insanları öldürmeye başladılar. Sonu iyi gelmeyecek dedik. Biz ne dediysek bunlar terörist dediler. İbadetini yapan insana terörist dediler. Şuanda gelinen noktada 150 bine yakın insan ölmüş durumda fazlası var azı yok. Ülkemde 600 bini aşkın sığınmacı var. Bu insanlar rejimin silahlarından kaçıyor. Bunun içinde kovansiyonel, kimyasal silahlar var. Dünyada şöyle oyun oynanıyor. Kimyasal silahlara karşı yaptırım uygulayalım ya da uygulamayalım. Bu bir aldatmaca. Konvansiyonel silahlarla öldüğü zaman önemli değil kimyasal silahla öldüğü zaman mı önemli. Öyle bir şey yok. Suriye ile ilişkimiz bunlardan dolayı bozuk. Esed gitmedikten sonra buranın normale dönme şansı yok. Cenevre 2’yi, destekliyoruz ama erteleme kararı verildi. Şimdi siz şunları şunları kabul edin diyorlar.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreciyle ilgli tavrımızı biliyorsunuz. İşin iki boyutu var. Bunlardan bir tanesi yürütme tarafından yapılacak olanlar diğeri yasama ile ilgili kısım. Hedefimiz kısa sürede bitirmek. Kısa sürede neticelendireceğiz.

SIĞINMACILAR

Biz Suriye’de Özgür Suriye Ordusu ile irtibat halindeyiz. Suriye Ulusal Konseyi ile irtibatımız söz konusudur. Sığınmacılar için 2 milyar doları bizim yapmış olduğumuz yatırım vardır. Suriye’den göç eden sığınmacılara yardım etmeye devam edeceğiz.

TÜRKİYE’NİN AB’YE ÜYELİĞİ

16 farklı fasıl önündeki siyasi engeller bizi üzmektedir. Dersimizi iyi çalıştık. Bunları aşabilecek gücü sahibiz. Süratle eğer siyasi engeller olmazsa bunları aşarız.

TERÖR /// KCK : Saldırıların arkasında AKP ve Yeşil Ergenekon var


KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Batman’da bir kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıya sert tepki göstererek, "Bu saldırıların arkasında AKP ve yeşil Ergenekon’un varlığı görülmelidir" açıklamasında bulundu…

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Batman’da bir kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıya sert tepki göstererek, "Bu saldırıların arkasında AKP ve yeşil Ergenekon’un varlığı görülmelidir" dedi. Halkı saldırıların üzerine gitmeye çağıran KCK, özellikle caydırıcılık için öz savunmanın "kurumsallaştırılmasını" istedi.

ANF’de yer alan habere göre, 2 Kasım Cumartesi günü Batman’da bir düğün evine yapılan saldırıya ilişkin yazılı açıklamada bulunan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, bu saldırının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Huda-Par Genel Başkanı ile yaptığı görüşmeden sonrasına denk geldiğine işaret etti. Saldırının tesadüf olmadığını savunan KCK, seçim dönemi ve sonrasında saldırıların daha da yaygınlaşabileceği uyarısında bulunarak, öz savunmanın geliştirilmesini istedi.

KCK’nin açıklaması şöyle: "Batman’da düğün evine saldıran provokatör kontralar bir genci katletmiş, birkaçını da yaralamıştır. Daha önce de Cizre’de Rojava’daki çetelerin bombalı saldırısında katledilen gencin taziyesine saldırılmış, birkaç genç yaralanmıştı.

Batman’daki bu cinayet, Başbakan’ın Huda-Par genel başkanıyla görüşmesinden sonra gerçekleşmesi dikkat çekicidir. Bu saldırıların silahlı çetelerin Rojava devrimine saldırdığı dönemde gerçekleşmesi kirli ilişki ve planların olduğunu da göstermektedir.

Türk devleti Kürtlerin Özgürlük Mücadelesini yükselttiği her dönemde kirli savaş ve kirli ilişkiler içine girmiştir. Rojava’da silahlı çetelerin Kürt halkına saldırması 1990’lı yıllarda Kürtlere karşı yürütülen kirli savaşın Suriye’de pratikleşmesidir. Cizre’de ve Batman’da yapılan saldırılar da Türk devletinin Özgürlük Mücadelesi karşısında zorlandığı dönemde gerçekleşmiştir. AKP hükümeti bu çevreleri bu saldırılara teşvik ederek Özgürlük Mücadelesi karşısında rahatlamak istemektedir. AKP, Özgürlük Mücadelesine karşı yürüttüğü savaşta şimdi bu kirli yöntemleri deneme kararı almıştır. Böylece Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı yeni bir kirli savaş ve psikolojik harekat dönemi başlatmak istedikleri anlaşılmaktadır.

Bu saldırılar, AKP hükümetinin çatışmasızlık sürecini Kürt sorununun çözümü için adımlar atmak için değil de Özgürlük Hareketi’ni zayıflatmak için değerlendirmek istediğini göstermektedir. Son zamanlarda kendilerini Huda-Par olarak örgütleyen Hizbullah’ın yayın organlarında Kürt Özgürlük Hareketi’nin ve BDP’nin hedeflenmesi, böyle bir saldırının psikolojik ortamının hazırlandığını gösteriyordu. 1990’lı yıllarda olduğu gibi devletin bu saldırılara göz yumup destekleyeceği de anlaşılınca bu saldırılar başlatılmıştır. 1990’lı yıllardaki kontra cinayet tecrübelerini bu yeni saldırı döneminde de kullanılacakları anlaşılmaktadır.

SALDIRILAR TESADÜF DEĞİL

Bu saldırıları tesadüf ve yereldeki bazı unsurların yaptığı olaylar olarak görmek yanlıştır. Hem Kuzey Kürdistan’daki hem de Rojava’daki saldırılar aynı merkezden yönlendirilen kirli savaş merkezinin karar ve planlamalarının sonucu olarak görülmelidir. Huda-Par denilen 1990’lı yıllarda devlet himayesinde Kürtleri katleden bu çevrelerin Rojava’daki çetelerle iç içe oldukları netleşmiştir. Şimdi hem Kuzey Kürdistan’da hem Rojava’da İslam maskeli bu kontralar AKP hükümeti ve yeşil Ergenekon tarafından Kürt Özgürlük Hareketi’ne saldırtılmaktadır.

ARKASINDA AKP VE YEŞİL ERGENEKON VAR

Bu cinayetin ve saldırıların Türk devleti ve AKP hükümeti ile bağı görülmelidir. Sadece Huda-Par’la ilgili görmek olayı eksik değerlendirmek olur; dolayısıyla da tedbir ve bu saldırılara karşı mücadelede yetersiz kalınır.

Halkımız ve demokrasi güçleri bu cinayetlere karşı protestolarını her yerde yükseltmeli ve bu saldırılara dur demelidir. Bu saldırıların arkasında AKP ve yeşil Ergenekon’un varlığı görülmelidir. Bu saldırıların durdurulması için AKP’ye karşı tutum ortaya konulmalı ve mücadelenin bir boyutu da AKP’nin bu kirli savaşına karşı olmalıdır. Halkımız bu saldırıların devlet ve AKP tarafından yaptırıldığı bilinciyle bir iki günlük protestolarla sınırlı kalmayarak bu saldırıların üzerine gitmelidir. Bu cinayetleri protesto eden yaygın gösteriler yapılmalıdır.

ÖZ SAVUNMA KURUMSALLAŞTIRILMALI

Cizre ve Batman’da saldırıları gerçekleştirenler, Rojava’daki silahlı çeteler gibi İslam’ı ve İslami değerleri kullanarak halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesine birileri adına saldıran kontralar olmaktadır. Bunlar karşıt İslam’dırlar. 1990’lı yıllarda kontra cinayetlerinin günümüzdeki uygulayıcılarıdır.

Kürt halkı ve demokrasi güçleri bu saldırıların seçim döneminde ve sonrasında daha da yaygın yapılacağını bilerek öz savunmalarını kurumlaştırmaları ve bu saldırıları caydırıcı olmaları gerekmektedir. Öz savunma Kürt halkının meşru hakkıdır. Devletin tıpkı 1990’lı yıllarda olduğu gibi kendilerini savunmayacağı, aksine saldırganları teşvik ettiği ve kışkırttığı bilinmelidir.

MÜCADELE ÇOK BOYUTLU SÜRMELİ

Rojava sınırına örülen duvarlar da Türk devletinin Kürt Özgürlük Mücadelesine her yerde düşman olduğunun somut kanıtıdır. Türk devletinin hala birinci gündeminin ve temel politikasının Kürtlerin Özgürlük Mücadelesini bastırmak olduğu bu uygulamalardan da anlaşılmaktadır. Bu açıdan halkımızın duvara karşı yürüttüğü mücadeleyi destekliyoruz. Nusaybin Belediye Başkanı’nın ölüm orucunu destekleyen halkımızın mücadeleyi geliştirerek Türk devletinin ve AKP hükümetinin Rojava düşmanlığını bırakması sağlatılmalıdır.

Türk devletinin Kürt Halk Önderinin bir yıl önce başlattığı sürece karşı samimi olmadığı Rojava devrimine ve Kuzey Kürdistan’daki halkın mücadelesine saldırılarda görülmektedir. AKP’nin bir çözüm politikasının olmadığı, bu süreci psikolojik savaş süreci haline getirme ve Özgürlük Mücadelesini zayıflatma olarak değerlendirdiği görülerek mücadele çok boyutlu sürdürülmelidir. "

NE OLMUŞTU?

Batman’ın Merkez Petrol Mahallesi Diyar Caddesi’nde iki gün önce meydana gelen silahlı saldırıda 26 yaşındaki Özcan Temel hayatını kaybetmiş, 2 kişi de yaralanmıştı. Olayla ilgili 6 kişi gözaltına alınmıştı.

TERÖR : BDP’li Ata “Halkımız Bu Kirli Tezgahı Biliyor”


Batmanda çıkan olaylarda yaşamını yitiren Özcan Temel’in cenazesine katılan Bdp Milletvekili Ata, "Erdoğan bizzat taziyeye katılmalıydı" dedi.

Önceki akşam Yavuz Selim Mahallesinde çıkan olaylarda kurşunların hedefi olan Özcan Temel’in taziyesine binlerce kişi katıldı. Bdp Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Bdp Parti Meclis Üyeleri Nezir Gürcan, Meliha Varışlı, İl Eş Başkanları Serdar Atalay, Rahşan Çarboğa, Bdp‘ ve HDP Batman İl Yöneticileri, STK temsilcileri ile kalabalık bir kitle katıldı. Taziye çadırı önünde açıklama yapan Bdp Batman Milletvekili her ne kadar gözaltılar yaşansa bile halen olayın açığa çıkarılmadığını, olayın ve cinayetin faili meçhul bırakılmak istendiğini belirtti.

Ak Parti Hükümetinin geçmişe dair Ergenekon ve Jitem gibi oluşumların üzerine gittiğini gösterse de, halen Batmanda 500’den fazla faili meçhul cinayetin olduğunu belirten Ata, "1990’lı yıllarda Batmanda yaşananlar o dönemde kimler tarafından yapıldığı herkesçe biliniyordu. Hükümet vesayetle savaşağını belirtti bu nedenle Jitem ve Ergenekon dosyalarını açtı. Halkımız bu nedenle tavrını koydu. O dosyaların Fırat’ın doğusunda gizemli kalmaya devam etti. Hatta Başbakan ‘bizim dönemimizde faili meçhul yoktur’ dedi ama Roboski‘yi görmezden geldi. Hatta Batmanda halen faili meçhul cinayet işlendi. Bu tabloyu biz bir kere daha görmüştük. Sayın Başbakan 10 gün önce ellerini sıktığın kişilerin elinde silah olduğunu bilmiyor Musun?"dedi.

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!