Sapık, Terörist, Bebek Katili, Ruh Hastası, Ermeni Abdullah ÖCALAN’ın Sözleri !!!
– “İçimizde böyle bir sürü köylü kurnazlıkları türemiş. Son günlerde duyuyorum, para yollayın, silah yollayın diyenler var. Sen ne yapıyorsun orada be serseri? Şimdi bazılarının moralini bozmak istemiyorum tabi.”
– “Ben elin körünü, topalını, hastasını da PKK’nın sırtında veya kendi sırtımda taşımam.”
– “Türkiye devrimciliğinden bahsettik. 20 yıldır organize olmamış, eklem bağlamamış bir devrimcilik! Pat devrilir. Böyle devrimcilik mi olur? Devrim uğruna ben mi kalkıp gideyim? Ben mi icat ettim devrim sözcüğünü?..”
– “Genel bilgiler toplamını, eşeğin sırtına yüklediğimiz kitapların durumuna benzetebiliriz. Kafaya böyle bir sürü bilgi doldurmak eşeğin sırtına kitap yüklemek gibidir.”
– “Bence can çekişenlere bir tekme de biz vurmalıyız..”
– “Türkiye’de de bir demokrasi düzeyi var. Bu demokrasi kimin için? En çok kim yararlanıyor? Dağdaki çoban bile diyor ben özgürüm. Ben şunu söylüyorum; bu özgürlükler yerinde midir?”
KAYNAK: “Abdullah ÖCALAN – Ocak/1992 Çözümlemeleri isimli broşür..”
– “Mustafa KARASU’nun niyeti ne olursa olsun, Mehmet ŞENER’in politikasına alet olmuş birinci, bir numaralı kişidir.”
– “Hergün bin ilişki kurar, bin ilişki yıkarım. Siyasal, örgütsel, duygusal, ideolojik de. Yani satılmışsınız..”
– “Benim de bazı saplantılarım oldu. Tanrı saplantısından tutalım, başka saplantılara kadar, bir çok saplantı… Bak doğru, bazı arkadaşlar tutkulardan, saplantılardan bahsediyorlar. Benimkini anlatsam dehşete kapılırsınız..”
– “Tanrıyı aşabilir miyim, aşamaz mıyım? Benim bir özelliğim de süreçleri zayıf yaşamam. Bu tanrıdan kopuş, aslında nedir? Tanrıdan, ideolojiden kopulmadır.”
– “SHP’ye girin dediğimde, birçok eyalet ters çalışma yapmış. Bazı soytarılar; (onları ileride görürsem, hesabını soracağım) yönlendirmenin bizim tarafımızdan olduğunu bildiği halde, bu taktik gelişmeyi nasıl kullanalım diye düşünüyorlar.”
– “Zaten İRAN’lılarla alt düzeyde de olsa bir dostluk var. Gücümüzü takdir ettiklerini ve ilişkileri ileri düzeye yansıtmak istediklerini belirtiyorlar.”
– “Bence, TC’nin bütün taktikleri ve politikası bitmiştir.”
– “Anayasanız zorbacıdır, bu yemini irademizle okumuyoruz, bu baskıyla birlikte biz buraya geldik, bu ses oraya (TBMM) yansıdı.”
– “Ben ne yapayım? Siz basit kadınlığınızı konuşturuyorsunuz.”
– “Ben de APOCU olmaya çalışıyorum. Benim APO olmakla, APOCU olmam aynı şey değil. APO olmak ayrı, APOCU olmak ayrı.”
– “Dünyanız, arkanız koca bir iflas, uçurum. Hatta hepiniz idamlıksınız, gerçekten böyle.”
– “Şimdi kadın – erkek ilişkilerini sözkonusu ettik. Bazıları yargılandı, onu da gördünüz. Bunlar gidiyorlar ahır kültürünü geliştiriyorlar. Sığınaklardaki o vahşi ilişkiyi dün de anlattınız burada. Hayvani.”
– “Ben Allahımla yıllarca uğraşmış adamım. Allahımla delicesine pençeleştim.”
– “Bazıları benimle dalga geçmek isterler. Bazıları bana Bekaa’nın bilmem neyi diyorlar. Doğrudur, ben buraya sokulmuşum, çıkamıyorum. Doğru, ayıp değil. Benim mevzim bu kadar. Ben ne yapayım? Aklım kabiliyetim buna elveriyor.”
KAYNAK: “PARTi ÖNDERLİĞİNİN KASIM-1991 ÇÖZÜMLEMELERİ” isimli PKK yayını..
– “İslamiyet bir emperyalist ideoloji olarak başladı.”
– “REFAH, en tehlikeli kirli güçtür. (Refah Partisi için)”
– “Şimdi Türk Halkı da PKK’laşırsa, sen o zaman seyreyle dünyanın halini.”
– “İslamın Kürt milli rengine bürünmesi sağlanamadı. Bazı tarikatlar ve mezhepler var… Bir Saidi Nursi var, Bir Şeyh Sait var, Şeyh tarikatları var, Nakşiler var… Hepsi İslam emperyalist ekollerin ajan temsilcileri durumundadırlar.”
– ” Çocukluğumda çevrede gerçekten halen birçok köylüm sağdır, söylerler; İPİNİ KOPARMIŞ ADAM derlerdi.”
– “Birgün fıstık ağacının altındayım, babamın söylediği söz çok açıktı; Abdullah’ın alnında fetih işareti vardır.”
– “Anam bana çok dayak atardı. Ve daha sonra ilk eylemlerime onun dayak baskısı altında başladım. Ben birçok çocuğun başını kırdım, saldırıya da geçtim.”
– “Annem çok kavga ederdi. Hergün komşularıyla kavga, hergün babamla kavga, hergün benimle kavga.. Dağ şeyi, biraz da zaten buna bir tepki olarak başgösterdi. Erkenden bir dağ şeyi gelişti sanıyorum… Ondan bu sistem kafamı tutmadı.”
-” O açıdan aile beni yargılamaya başladı: Bu fazla namuslu biri değil…Kürtçe bazı lakaplarım da vardı; ipini koparmış manasında.”
– “Bütün köylüler başımıza dikilmiş, benimle babamın kavgasını seyrediyor. Oldukça hırpalandım. Tabii çok zor duruma düştüm. O hırsla eve gittim. O’nun bir cüzdanı vardı, para saklıyordu. Babamın cüzdanından 10 lirayı çaldım.”
– “Çok korkak bir çocuktum, onu hemen size söyleyeyim. O insanlardan 40 metre öteden çekine çekine, kaçına kaçına…”
-” Babam tabii onların dostu idi. Kesin ERMENi DOSTU idi. Ve o terbiyeyi de biraz ondan aldım.”
– “Ben çok dualar ezberledim. Din hocasının hakkımdaki yargısı; Abdullah, sen bu hızla gidersen uçarsın, evliya olursun.”
– “Bende kesinlikle askeri okullar fikri vardı. Önce islamiyette, işte EL EZHER Üniversitesi’ne kadar gidebilirim diyordum.”
– “Yılanlardan çok çekiniyorum, korkuyorum. Yılanla en çok kavga eder duruma gelmişim. Aileden çok çekiniyorum, aile ile çok kavga ediyorum. Çok köklü endişe ve korkularla yaşayan biriyim.”
– “Babalar beni mağdur görsün, 44 yaşında bir çocuğum ben.”
– “Gazeteci ÇETiN EMEÇ zeki birine benziyor sanırım. En son yazılarından birinde beni değerlendirmeye almıştı. Ölmeden bir hafta önce.”
– “Şimdi MUMCU’nun sık sık ortaya atmaya çalıştığı geçmişimi anlatacağım, o 1975′ten sonra.”
– “Annemin beni bir suçlaması daha vardır; Sen bu kafayla gidersen, kimse sana kız vermez. İsabetli bir değerlendirme. Kimsenin bana kız vermemesini hala anlayamıyorum.”
KAYNAK : “21.12.1992 tarihli LAZKİYE konuşmalarından”
– “SHP’nin yutulmasını düşünüyordum. Devletle olmasına rağmen, SHP gittikçe küçülüyor
– “DOĞRU YOL adayları bile bize destek veren kişilerdi.”
KAYNAK: “23.12.1992 tarihli LAZKİYE konuşmalarından.”
– “Bir ingiliz gazeteci bana sordu: Kendini tarif eder misin? Senin kapasiten beni anlamaya yetmez dedim. Verilecek en iyi cevaptır aslında.”
– “APO, çok önemli bir yaşantının sahibidir. Çok dikkat edilmeli, hatta yüzyıllar boyunca, Çünkü; çok önemli öğretici yanları var (kendisi için söylüyor).”
KAYNAK: “24.12.1992 tarihli LAZKİYE konuşmalarından.”
Abdullah ÖCALAN: “Türkiye’nin Başbakanlığına Talibim”
1993 yılı kışı geliyor, doğal olarak kırsal kesimde PKK eylemlerinde azalma olacaktır. Peki kent kesimi ne olacak? Suriye’deki yatak odasında ve beyaz lake kaplı yatağında porno yıldızları gibi basına resimler çektiren ve ameliyat görmemiş hötöröfler gibi sırıtan Apo; “Türkiye’nin Başbakanlığına talibim” diyebiliyor.
Derse desin ne olacak! demeyin, tedbir alın. Klasik tedbirleri böyle giderse neler olabileceğini “KÜRTLER, PKK ve ABDULLAH ÖCALAN” isimli kitabımızdan bir alıntı yaparak göstermek istiyoruz.
“Çukurova’nın yarısı Kürtleşmiş durumdadır. Çukurova aslında yarı yarıya Kürttür. Kısmen fellahtır, kısmen de Türk’tür ama bence, Kürtler giderek çoğunluğu da alacak, bir nevi yarı Kürdistan eyaletidir Çukurova, İstanbul’da 2-3 milyon Kürt var. Yani 5-6 vilayet değerinde bir çalışma alanıdır. izmir’de 2 vilayet değerinde, Konya da bir vilayet değerinde Kürt var. İç Anadolu’da bir milyon; tam bir eyalet, Ege de en az bir eyalet giderek Antalya, Burdur, İsparta’da işçiler turizm sektörü dolayısıyla kayıyor, orası da öyle neredeyse Kürdistan’ın 8 eyaleti de Türkiye’dedir. 8 Eyalet orada, 8 eyalet bu tarafta. Dolayısıyla böyle bir ağırlığı vardır Türkiye çalışmalarının.”
Şimdi Soruyorum; Apo efendi bu lafları 9 Ağustos 1991 günü etmişti. Bir şeyler anlatabildim mi acaba?
Bu arada Apo efendinin 1984 yılında yayınladığı “Kürdistan Devrimci Savaşının geliştirilmesi Üzerine” isimli PKK kadrolarına gönderdiği talimatı da okuyunuz. Bakın orada elin oğlu ne diyor;
“1. Düşman ulusal kurtuluş mücadelemizin uluslar arası alanda sağladığı etkinliği zayıflatmak ilişki geliştirmesini engellemek için provakasyon eylemlerine başvurabilir. Avrupa bunun için en uygun alanıdır. Devrimi ezmek için en küçük fırsatı bile kullanacaktır.
2. Sömürgeci faşist yönetim, Ortadoğuda çeşitli güçlere tavizler vererek geri cephe konumu taşıyan çeşitli alanları bize kapatmaya çalışacaktır. Başta Güney Kürdistan (Kuzey Irak) İran ve Suriye üzerinde amacını gerçekleştirmek için aktif çaba içerisine girecektir.
3. Irak’ta Faşist Saddam’ın deneyimlerinden yararlanabilirler. Toplumumuz içindeki serseri, lümpen ve mahkumları toplayarak milisler oluşturabilirler.
4. Aşiret reisleri, şeyh ve melle gibi kişiler ve toplumda nüfuz sahibi olan insanları organize edebilirler.
5. Kürdistan parçaları arasındaki ilişkiyi kesmek için sınır hattı üzerindeki bazı köyler yerinden kaldırılarak tampon bölgeler oluşturabilirler, tampon bölgelere IRA tipi karakollar kurabilirler.
6. Partimizin cezaevlerindeki önder kadrolarını idam edebilirler”.
Evet elin oğlu bunları söylüyor. İşte yıllardır devam eden savaşta aslında nelerin yapılmadığını ortaya koymak için APO efendinin 1984 yılındaki talimatından alıntılar yaptık. Aslında bu talimat tam 21 sayfadır ve bize göre savaşın başında sanki Türkiye’ye yapması gereken şeyleri anlatmaktadır. Tam tarihini de vereyim;
20 ARALIK 1984 |
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.