Etiket arşivi: GEZİ PARKI NOTLARI

GEZİ PARKI NOTLARI /// ESKİ MİT BAŞKANI MEHMET EYMÜR : Gezi’de Mossad ajanları görev aldı


MİT Kontrterör Dairesi Eski Başkanı Mehmet Eymür A Haber’de yayınlanan programda canlı yayına katıldı.

Eymür Gezi olaylarına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Eymür, ilk başlarda masum başlayan olayların farklı gruplar tarafından kullanıldığını ifade etti. Eymür olaylar sırasında Mossad ajanlarının da görev yaptığını iddia eti. Eymür “Burada yetişmiş İsrail’de askerlik yapmış insanlar ‘Gezi’de” görev aldı. Mossad ajanıydılar” diye konuştu.

YEŞİL’İN ÖLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNÜYORUM

Mehmet Eymür Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın yaşayıp yaşamadığına ilişkin soruya ise “Yaşadığını düşünmüyorum” cevabını verdi. Eymür Yeşil’in ortadan kaybolmasının ardından bir çalışma yaptıklarını ve yaşadığını tespit edemediklerini söyledi. Eymür, Yeşil’in oğlu ile email ile konuştuklarını yaşadığına inanmadığını kaydetti. Savcı Zekeriya Öz’ün kendisine yaşadığını söylediğini anlatan Eymür şunları söyledi:

Yeşil’in yaşadığını düşünmüyorum. Devletin verdiği görevleri yapmış bir adamın saklanacağını düşünmüyorum.

GEZİ PARKI NOTLARI : GEZİCİLERDEN İ. MELİH GÖKÇEK’E UYARI VAR :)))))))


GEZİ PARKI NOTLARI : BU DA ZİRAAT BANKASI EYLEMCİSİ


GEZİ PARKI NOTLARI : PALALI HADİSESİNE TWITTER YORUMLARI :)))


GEZİ PARKI NOTLARI : Bu fotoğraftaki Fenerliyi tanıdınız mı ??


Fenerbahçe Galatasaray derbisinde hayat durdu, Fenerbahçe derbiden 2-0’lık galibiyetle ayrıldı.

Kimi yerlerde küçük gerilimler yaşansa da bu kez korkulan olmadı. Türkiye derbiyi kazasız belasız atlattı.

ODTÜ’deki direnişe destek vermek amacıyla Hatay’da düzenlenen gösterilerde polisin müdahalesi sırasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın ağabeyi Süleyman Atakan, sosyal medyada Ahmet Atakan’ın Fenerbahçe formalı fotoğrafını paylaştı.

Gezi direnişi sırasında çekilen fotoğrafta Ahmet Atakan’ın elindeki pankartta "Yaşasın Renklerin Kardeşliği" yazarken, bulunduğu grubun taşıdığı Atatürklü Türk bayraklar dikkat çekiyor.

İşte o fotoğraf:

Odatv.com

GEZİ PARKI NOTLARI /// Burhan Kuzu : Gezi olaylarında 7-8 devlet işin içinde


kuzu_gezi_olaylarinda_7_8_devlet_isin_icinde13840418360_h1093495.jpg

Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Gezi Parkı olaylarında 7-8 devletin işin içinde olduğunu söyledi.

Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Milletvekili Burhan Kuzu, Prof. Dr. Başkanı Burhan Kuzu, İstanbul Aydın Üniversitesi Siyaset Akademisi İzmir ‘2014 seçimlerine Doğru Türkiye Siyaseti’ konulu konferansa katıldı.

Kuzu, konuşmasının sonunda Gezi olaylarıyla ilgili gelen bir soruya çarpıcı cevap verdi.

Kuzu, Gezi olaylarının milletlerarası bir organizasyon olduğunu belirterek, "Gezi olaylarının başındaki tabloda Başbakan, çocukların çıkışı ve çevre duyarlılığına katıldığını söyledi. Sizde olmayan bilgiler devlette var. Adım gibi biliyorum ki 7-8 devlet bu işin içinde. Aylar önce otelde yer ayırtıyorlar. Ajansları gelip yerleştirmişler. Devlette bunların listesi var. Hala burada olanları var, içeride yatanlar var. Bu organizasyon milletler arası. Sonra olay çığırından çıktı. Hepimizin kabullendiği masumiyet orada kalmadı" diye konuştu.

Kaynak

GEZİ PARKI NOTLARI : İ. MELİH GÖKÇEK’E TWITTER’DA AYAR :))


GEZİ PARKI NOTLARI : ODTÜ MEZUNLAR DERNEĞİNDEN AĞAÇ KATLİAMI İÇİN SUÇ DUYURUSU


GEZİ PARKI NOTLARI : ÇAPULCU TORUNUMDAN ALDIĞIM DERS


APULCU TORUNUMDAN ALDIIM DERS.pdf

GEZİ PARKI NOTLARI : Rapor ‘Gezi’ ile paketlenecek


Demokratikleşme Paketi Avrupa’nın da gündeminde. Paket, 16 Ekim’de açıklanacak İlerleme Raporu öncesi genel olarak olumlu karşılanırken, daha fazla adım atılması gerektiğine vurgu yapılıyor. Paketi değerlendirenlerin aklında ise hâlâ Gezi olayları var.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta açıkladığı Demokratikleşme Paketi Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da yakından takip edildi. Birçok gazete tarafından haberleştirilen paket, Avrupalı yetkililerin gündeminde. Uzun zaman sonra demokratikleşmeyi ve Avrupa standartlarını yeniden Türkiye gündemine sokan paketin genel olarak olumlu karşılandığını söylemek mümkün. Bilindiği üzere Avrupa Birliği (AB) 16 Ekim’de Türkiye’ye dair ilerleme raporunu açıklayacak. Söz konusu raporun Gezi olaylarından sonra yayımlanacak ilk rapor olduğunu hatırlatmakta fayda var. Dolayısıyla reform paketinin ilerleme raporuna ne şekilde yansıyacağı daha çok önem kazanıyor. Merak edilen soru şu: “Başta Gezi olayları olmak üzere Türkiye’nin son dönemde uluslararası arenada yaşadığı imaj kaybı, reform paketiyle telafi edilebilecek mi?”

Bazılarına göre darbe girişimi, bazılarına göre ise son derece masum bir toplumsal tepki olarak değerlendirilen Gezi olayları öyle ya da böyle Türkiye’nin uluslararası arenadaki algısına büyük zarar verdi. Ardı ardına gelen büyüme rakamlarıyla Avrupa’da birçok ülkeyi kıskandıran Türkiye, bir anda Mısır ve Libya gibi ciddi iç karışıklıkların yaşandığı ülkelere benzetilmeye başlandı. İki hafta önce, Birleşmiş Milletler’in (BM) 68. Genel Kurulu’na katılmak için Amerika’ya giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Herkes ‘Gezi’yi soruyor, olaylar Türkiye’nin imajına çok zarar verdi.” diyerek söz konusu algı değişimine işaret etti. Benzer bir açıklama Türkiye ekonomisinin geldiği noktada büyük payı bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan da gelmişti. Babacan katıldığı bir televizyon programında “Gezi Parkı olaylarının, Türkiye’nin itibarı, dış algısı açısından son derece olumsuz etkisi oldu. Ciddi hasar meydana geldi. Bu hasarın birkaç ayda tamir edilebilecek bir hasar olduğunu düşünmüyorum.” demişti.

Bu açıdan bakıldığında herkesin Gezi olaylarını sorduğu bir ortamda açıklanan reform paketinin Türkiye’nin uluslararası arenadaki algısına pozitif bir etki yapacağı muhakkak. En azından Türkiye algısı değişecektir. Uzun süredir eylem ve polis müdahalesi haberleriyle gündeme gelen Türkiye önümüzdeki süreçte demokrasi ve reform haberleriyle anılmaya başlanacak. Nitekim bunu AB’li yetkililerin ilk açıklamalarında görmek mümkün. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının akabinde bir açıklama yapan AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, reform paketini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti ve Türkçe dışındaki dillerin kullanılması, azınlık hakları, Mor Gabriel Manastırı arazisinin iadesi, inanç özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, yüksek seçim barajı ve partilere hazine yardımı gibi birçok önemli konuya değinen paketin, 16 Eylül’de açıklanacak ilerleme raporuna da gireceğini sözlerine eklemeyi ihmal etmedi.

Öte yandan aynı gün bir açıklama yapan Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raportörü Hollandalı Ria Oomen-Ruijten ise daha temkinli bir dil kullandı. Reform paketinin tüm beklentileri karşıladığını söylemenin gerçekçi olmayacağını ifade eden Ruijten, daha fazla adımın gerekli olduğunu vurguladı.

Avrupa paketin dışındakine de bakar

Bu açıklamalar Gezi olaylarından sonra Avrupa’da oluşan negatif Türkiye algısının değişmeye başladığının işareti olarak değerlendirilebilir. Fakat yine de dereyi görmeden paçayı sıvamamakta fayda var. Zira ilk anda yapılan olumlu açıklamalar Türkiye’nin son dönemde yaşadığı imaj kaybının tamamen telafi edildiği anlamına gelmiyor. Hâlâ kafalarda ciddi soru işaretleri var.

Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü (SUITS) Başkanı Dr. Paul T. Levin’e göre, Türkiye’nin Gezi olayları sonrasında yaşadığı imaj kaybı o kadar büyük ki; reform paketinin bu hâliyle söz konusu kaybı telafi etmesi mümkün değil. Dr. Levin, paketi genel olarak olumlu bulduğunu ancak Gezi olayları akabinde Batı medyasında Türkiye’ye dair en çok konuşulan ‘ifade ve basın özgürlüğü’ gibi konuların pakete giremediğini söyledi.

Geçen hafta içinde paketi anlatmak üzere Brüksel’i ziyaret eden AB Bakanı Egemen Bağış, burada 22. müzakere faslının 5 Kasım’da resmen açılabileceğini söyledi. Ancak Levin, aynı şekilde düşünmüyor. “Paketin bu hâliyle Avrupalı yetkilileri Türkiye ile yeni bir fasıl açmaya ikna edebileceği konusunda şüpheliyim.” diyen Levin, bununla birlikte Türkiye’nin imajını düzeltme adına önemli bir adım atıldığını belirtiyor.

Kopenhag Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Türkiye uzmanı Daniella Kuzmanoviç de paketi, her ne kadar olumlu bir adım olarak görse de Türkiye’nin imajını tamamen düzeltmeye yetmeyeceğini düşünenlerden. Hükümetin daha önce yaptığı açıklamalara bakarak çok daha kapsamlı paket beklediğini belirten Kuzmanoviç, “Bana göre her reform paketi demokratikleşme yolunda atılan olumlu bir adımdır. Ancak önceki açıklamalar beklentiyi çok yükseltmişti. Özellikle Kürt meselesi hakkında daha kapsamlı reformlar bekliyordum. Bu yönüyle hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim.” diyor. Kuzmanoviç Avrupa’da birçok kesimin aklını meşgul eden bir soruya da dikkatleri çekiyor; Gezi eylemleri sona erdi mi? Kendisine göre ermedi. “Önümüzdeki süreçte yeni eylemler olacaktır.” diyen Kuzmanoviç, Türkiye’nin imaj kaybını gidermek için daha kapsamlı reformlara ihtiyacı olduğunu vurguluyor.

Avrupa Parlamentosu’nun Hollanda İşçi Partisi Milletvekili Emine Bozkurt ise; her şeye rağmen reform paketinin Türkiye-AB ilişkilerine olumlu katkı sağlayacağına inanıyor. Demokratikleşme Paketi’nin, ilerleme raporu öncesinde duyurulmasının önemini vurgulayan Bozkurt, paket çerçevesinde atılacak somut adımların Türkiye-AB ilişkilerini geliştireceğini dile getiriyor.

Avrupa’da önemli bir kesim Türkiye’yi hâlâ Gezi olayları üzerinden okumaya devam ediyor. Bu da ister istemez AK Parti hükümetine yönelik güven bunalımını biraz daha derinleştiriyor. Söz konusu bunalımın yansımalarını reform paketinin akabinde Avrupa medyasında çıkan haberlerde görmek mümkün. Birçok gazete haberinde AK Parti’nin reformcu kimliğinden çok ‘İslamcı’ kimliğine atıfta bulunarak paketi başörtüsünün serbest bırakılmasına indirgedi. İngiliz Independent ve Guardian gazeteleri haberi “Türk Başbakan başörtüsü yasağını kaldırdı” şeklinde duyururken Times, akıllara 28 Şubat dönemini getirtecek bir başlık attı: “Türkiye’de kaldırılan başörtüsü yasağıyla laik devlete saldırı”. Benzer manşetleri Alman, Avusturya, Danimarka ve İsveç basınında görmek mümkün.

Öte yandan paketin Kürt sorununun çözümüne yönelik içeriğine değinenler de olmadı değil. Örneğin, Fransız Le Monde gazetesi paketi “Türkiye’de Erdoğan’dan Kürtlere yönelik adım” başlığıyla duyururken, Le Figaro “Sivil özgürlükler reformu” başlığını tercih etti. Portekiz’in en büyük gazetelerinden Publico ise haberinde “Erdoğan, Türk özel okullarında Kürtçe eğitimi yasal hâle getiriyor” başlığını attı.

Bu çerçeveden bakıldığında reform paketinin Avrupa’da son dönemde oldukça negatif bir seyir izleyen Türkiye algısını pozitife çevirmeye yönelik olumlu bir adım olarak algılandığı söylenebilir. Fakat hatırlatmakta fayda var; AB’li yetkililer bütün açıklamalarında paketin hayata geçirilmesini takip edeceklerini vurguladı. Bu süreçte somut adımlar atılması ve diğer siyasi partilerin reform sürecine dâhil edilmesi hayli önemli. Aksi hâlde Avrupalılar söz konusu reform paketini AK Parti hükümetinin Türkiye’yi biraz daha ‘İslami’ kimliğe kavuşturmak için attığı adım olarak okumaya meyilli.

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!