AK PARTİ DOSYASI : Savaş ZAMAN’ı mı ?


Hükümetin, dershaneleri “kapatacak” bir yasa üzerinde çalıştığını açıklamasının ardından, Cemaat’ten hükümeti “hedef alan” açıklamalar hız kesmeden devam ediyor. Gülen cemaatinin yayın organı gibi işlev gören Zaman gazetesi ilk olarak, “Eğitime büyük darbe” manşetiyle hükümete “ultimatom” verdi. Manşetten hükümetin uyarmalması yeterli görülmemiş olacak ki, gazetenin bir çok köşe yazarı da bu konuda AKP’ye uyarı mesajları verdi. Öyle ki, gazetede, 12 Eylül darbecilerinin dahi dershaneler konusunda AKP kadar ileri gitmediği ifade edildi.

ZAMAN gazetesinin birkaç gündür süren bu eleştirilerini, Fetullah Gülen’e ait Herkul adlı internet sitesindeki uyarılar ve eleştiriler izledi. Hükümetin sessiz sedasız izlemekle yetindiği açıklamalar, doğal olarak gözleri Fetullah Gülen’e çevirdi. Gülen, dün gece yarısı konuya dair doğrudan bir açıklamada bulundu. Gülen, açıklamasında; “Her fırsatta kardeş olduğunu söyleyen, aynı safta yer tutan ve hizmet erlerinin yüzüne gülen bazı kimseler tarafından bir kısım planların yapıldığı ve uygulamaya konulacağı yazılıp çiziliyor. Biz, müminlerin bu kadar kötülük yapabileceklerine ve garazlara bina ettikleri icraatla milletin geleceğine kastedebileceklerine inanmak istemiyoruz. İnanmak istemiyor ve hala ‘Bu işte bir yanlışlık var!’ diyoruz.” ifadelerini kullandı. Gülen cemaati elindeki FEM dershaneleri de koroya katılarak, hükümeti bu düzenlemeyi yapmaması konusunda uyardı.

Dört dörtlük eğitim düzenlemesinin sonucu bu mu olacaktı?

Aslında dershaneler üzerinden kopartılan bu fırtınayı anlamak için biraz eskiye dönmekte fayda var. Hatırlayacaksınız, AKP hükümeti, 12 yıl olan zorunlu eğitimi kaldırıp 4+4+4 sistemine geçtiğinde, toplumun bir kesimi bu yeni sistemin eğitim sorunlarını derinleştireceği uyarınsında bulunmuştu. Şahsen ben de bu kesim içerisinde yer alan biriydim. Zira 4+4+4 sistemine ilişkin derin kaygılar taşıyordum. Neden mi?

– Çünkü okula başlama yaşı 66 aya düşürülüyordu, yani 5.5 yaşındaki çocuklara okula gitme zorunluluğu getiriliyordu. Oysa bu yaştaki çocukların ezici bir kısmı, okulda eğitim almak için yeterli gelişmişliğe sahip değildir.

– Bu uygulama, beraberinde yeni bir takım sınavları getiriyordu ve bu da öğrencilerin sürekli değişen sınav sistemlerine adapte olamaması nedeniyle başarısız olmalarına neden olacaktı.

– Değişen eğitim sistemi ve buna adapte olmakta yaşanan sorunlar, devlet okullarındaki öğrencilerin, üniversiteye giriş sınavındaki başarılarının düşmesine neden olacaktı.

– Başarıda bu düşüş de insanları, devlet okullarından kaçıp, çocuklarını özel okullara yollamaya teşvik edecekti. Doğalında devlet okulları ikinci plana düşecek, özel okullar ön plana çıkacak ve bu da eğitimin özelleştirilmesi için bir argüman olarak kullanılacaktı.

FEM’den ibretlik açıklama

Doğrusu şimdi dönüp geçen zaman, kaygılarımın gerçeğe dönüşmüş olduğunu görüyorum. Bunu sadece üniversiteye giriş sınavları ve SBS sınavlarının sonuçlarında devlet okullarının başarı durumuna bakarak dahi söylemek mümkün. Ama şimdi bazı okurlar, benim tek yanlı baktığım için böyle düşündüğü iddia edeceklerdir. Onlara da FEM dershaneleri sözcüsünün, dershanelerin kapatılması tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamayı okumalarını tavsiye ediyorum. Ne diyor FEM sözcüsü, “Nasıl ki hastaneleri kapatınca hastalıklar bitmiyorsa, dershaneleri kapatınca da eğitim sorunları bitmez. Onarım ve telafi mekanizmaları kapatılınca asıl yapılması gerekenler yapılmıyor…” Doğru söze ne denir ki!

Bu hükümet ve elbette ki bundan önceki hükümetler, eğitim sistemini bir yapboz misali karıştırıp durdular. Her hükümet kendi mentalitesine ve siyasal düşüncesine uygun bir eğitim sistemi yaratmak için istediği her türlü düzenlemeyi yaptı. Bu da eğitim sistemimizin, son derece eklektik olmasına ve sorunlara boğulmasına yol açtı. Dolayısıyla devlet okullarındaki eğitim, artık eskisi kadar velileri ve de öğrencileri cezbetmiyor. Tam da bu nedenledir ki son yıllarda özel okulların sayısında büyük bir patlama yaşanıyor. Bu da, eğitimin özelleştirilmesi doğrultusunda önemli adımların atıldığını gösteriyor.

Cemaat neden AKP ile çatışıyor?

Bunca zamandır AKP tarafından atılan hemen hiçbir adıma Gülen cemaatinden bu denli üst perdeden bir “tepki” gösterilmemişti. Peki ama neden söz konusu dershanelerin kapatılması olunca bu denli “sert tepki” gösteriyorlar?

Çok açıkça ifade etmek isterim ki, ben, çoğunluğun aksine, AKP ile Gülen cemaati arasında bir çatışma olduğuna inanmıyorum. Bütün bu karşılıklı açıklamaların bir mizansen olduğuna ve danışıklı dövüş olduğuna inanıyorum. Zira yukarıda da kısaca izah ettiğim gibi, eğitimde özelleştirme AKP hükümetinin temel hedefleri arasında yer alıyor ve eğitimin özelleştirilmesi halinde dershanelerin önemli bir kısmı özel okul olarak tanımlanacak. Yani, aslında dershaneler kapatılmayacak ve daha büyük bir rant alanına taşınmaları sağlanacak. Dolayısıyla cemaate ait dershaneler de özel okul statüsüne geçeceklerdir ve zamanla devlet okullarının sayısı azaltılarak, bu özel okullara öğrenci akışı için gerekli düzünlemeler yapılacaktır. Kanal 24’te Ardan Zentürk’e konuşan MEB Bakanı Avcı, taslağa göre, özel okula dönüşen dershaneler öğrenci bulamazlarsa, sınıfları doldurmak için, velilere, yurtdışında da uygulanan kupon ya da eğitim çekleri (voucher) imkânı sağlanacağını belirtti. “Sınıfların 30’ar kişilik olmasını istiyoruz. Özel okula dönüşmüş bir kurum bir sınıfına 20 öğrenci bulduysa, bunu 30’a tamamlamak için 10 öğrencisinin parasını devlet olarak karşılayacağız” diyerek, yukarıdaki savımı doğruladı adeta.

İşte tam da burada bir sorun ortaya çıkıyor. Toplumun belirli bir kesimi bu sürecin önüne dikilebilir. Bu kesimler içerisinde muhalefet partilerinin de yer alması kuvvetle muhtemel. Cemaat-AKP çatışması tam da burada devreye gidiyor. Bu suni tartışma üzerinden hem muhalefet, hem de eğitimin özelleştirilmesine karşı çıkacak olan toplum kesimleri, kafa karışıklına sürüklenmek isteniyor. Böylece dershanelerin özel okullara dönüştürülmesinin ve ardından da eğitimin özelleştirilmesine dönük atılacak adımların önündeki muhalefet engelinin kaldırılması. Açıkçası bunda başarılı olduklarını da söylemek lazım. Zira CHP, MHP ve bazı diğer muhalefet unsurları, salt AKP’yi yıpratmak adına, bu tartışmada cemaate yedeklenmiş bulunuyor ve asıl tehlikeyi es geçmiş görünüyor. Eh ne diyelim, Allah sonumuzu hayretsin…

Etiketlendi:, ,

Yorum bırakın

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!