Etiket arşivi: MISIR

GIDA DOSYASI : GDO’lu mısır tartışılıyor


AB Komisyonu genetiği değiştirilmiş yeni bir mısır türünün ekimine izin verilmesi önerisinde bulundu. Ancak bazı AB üyesi ülkeler bu plana sıcak bakmıyor.

Avrupa’nın tartıştığı yeni GDO’lu mısır çeşidi Amerikan tohum ve tarım kimyasalları şirketi Pioneer DuPont tarafından üretildi. Şirket, AB’ye de satış yapabilmek için 2001 yılında AB Komisyonu’na başvurdu, ancak dosya bir kuruldan öbürüne aktarıldı. Şirketin şikâyeti üzerine AB yargı birimleri, GDO’lu bu mısır türü hakkındaki kararını geciktirerek AB hukukunu ihlâl ettiğine karar verdi. Şimdi Avrupa 1507 koduyla tanımlanan Amerikan mısırı hakkında karara varmak istiyor.

Yetenekli mısır

Söz konusu GDO’lu mısır çeşidinin, haşerelere karşı dayanıklı ve glifosinat amonyum içeren herbisitlere (bitki ilaçları) toleranslı olduğu belirtiliyor. Üretici şirketin basın sözcüsü Jozsef Mate’ya göre, bu mısır tohumu verimli mahsul almanın anahtarı. Mısır kurdunun ekinin tümüne zarar verdiği tarlalar olduğuna dikkat çeken Mate, ciddi boyutta haşere sorunu yaşanan İspanya gibi ülkeler için bir çözüm olduğunu söylüyor. Pioneer DuPont firması genetiği değiştirilmiş mısırın Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu yapılan yedi testi geçtiğini belirtiyor.

Çevre koruma örgütü Greenpeace ise Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu’nun (EFSA) testlerinin yeterli olmadığını savunuyor. Greenpeace’in AB tarım uzmanı Marco Contiero, genetiği değiştirilmiş ürünlerin güvenli olduğu konusunda bilim adamlarının farklı görüşte olduğunu şu sözlerle hatırlatıyor: " Genetik modifikasyon teknolojileri henüz son aşamasına gelmedi. Olası sonuçları hakkında çok az bilgimiz var. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin insanlar üzerindeki kısa ya da uzun dönemli etkisini inceleyen bir araştırma henüz yapılmadı."

Ziraatçiler farklı görüşte

Fransa, Avusturya ve Polonya bu mısrı tohumunun ekimine izin verilmesine karşı çıkıyor. İngiltere, İspanya ve İsveç’te ise bu mısıra destek artıyor. "Farmers Weekly" dergisinin yaptığı araştırmaya göre İngiliz çiftçilerin yüzde 60’sı yasak olmasa genetiği değiştirilmiş ürün yetiştireceklerini söyledi. Pioneer DuPont firması sözcüsü Jozsef Mate, Avrupa Birliği’nde yetiştirilmesi yasak olan genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithal edildiği yönünde de Avrupa’nın tutumunu eleştiriyor.

MISIR DOSYASI : MISIR – Yargıçlar tarihî davadan çekildi !


Mısır’da 3 Temmuz’daki askerî darbe sonrası tutuklanan Müslüman Kardeşler liderlerinin yargılandığı davada sürpriz bir gelişme yaşandı.

Kahire’de görülen duruşmada 3 yargıç ‘vicdani’ nedenlerden ötürü davadan çekildiklerini duyurdu. İlgili açıklama Başyargıç Muhammed Fehmi el Karmuti’den geldi: “Yargıçlar olarak vicdani nedenlerden dolayı davadan çekiliyoruz. Sanıkların tutukluluk hâli devam edecek.” Duruşması bilinmeyen bir tarihe ertelenen davaya yeni yargıçların atanması bekleniyor.

Güvenlik nedenleriyle salona getirilmeyen sanıkların avukatı Muhammed Damadi, müvekkillerinin aleyhine somut hiçbir kanıt olmadığını, suçlamaların tamamen siyasi olduğunu yineledi. Haziranda Müslüman Kardeşler karargâhına giren 9 protestocunun öldürülmesi üzerine açılan davada, Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Bedii, yardımcıları Hayrat el Şatır ve Reşad el Beyyumi’nin aralarında olduğu 32 kişi yargılanıyor. Sanıklar suçlu bulunursa idam cezasına çarptırılabilecek.

İRAN DOSYASI : MISIR’DA DÖRT YENİ HÜSEYNİYE DAHA AÇILDI


İRAN ANALİZ / Bahreynli radikal Caferi din adamı Muhsin el-Asfur yaptığı açıklamasında Mısır’da Şiilerin dini ritüellerini, propaganda faaliyetlerini ve programlarını yürüttükleri dört yeni Hüseyniye açıldığını ortaya koydu. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye şiddetli şekilde saldıran, mensubu olduğu Sünni İhvanul Müslimin (Müslüman Kardeşler) Teşkilatını itham ederek, darbeye destek veren Mısırlı Şiiler, ülkedeki Şiileştirme faaliyetlerini İran ve çeşitli Şii örgütlerin büyük desteği ile sürdürüyor.

Radikal Şii din adamı Bahreynli Muhsin el-Asfur sosyal paylaşım sitesi twitterdaki hesabından Kahire, Cize, İskenderiye ve yeni Mısır gibi bölgelerde dört yeni Hüseyniye’nin açıldığını söyledi. Burasının Ali Sistani’nin Kahire’deki ofisinin destekleriyle tamamlandığını kaydeden, Sünnilere yönelik aşırı düşman tavırları, açıklamaları ve medyada yazdıkları ile gündem olan Asfur’un Şiilerin inandığı kitaplardan alıntılar ile Bahreyn ve İslam ülkelerinde ciddi gerginliğe sebep olduğu biliniyor. <Caferi Sadık’ın Hüccetüzzaman’ın zuhuru, ancak Navasıpların öldürülmesi ile, Kabelerinin yıkılması, Kabe örtüsü altında kadınlarıyla… Haccın Kerbelaya çevrilmesi ile ancak tamamlanacaktır.> şeklinde kendi kitaplarında yazılan ifadeleri açıkça kullanan el-Asfur gibi birçok Caferi din adamı, yüzbinlerce sivili katleden, milyonlarca insanı göçe zorlayan Nusayri Beşşar Esed rejimini her açıdan destekleyerek, radikal Şii militanları şebbihalar ile birlikte rejime destek için Suriye’ye gönderiyor.

Navasıb kelimesi, sözde Ehli Beyt düşmanlık edenler diye kullanılan bir ibare olup Şiilerin külliyatında bazı yerlerde açıkça Sünniler olarak belirtilmiştir. Başta Humeyni olmak üzere ileri gelen Şii (12 İmamcı, İmamiyye, Caferiler) din adamların kitaplarında bu ifade ile Sünniler açıkça hedef alınmakta, tekfir edilmektedir.

ARAŞTIRMA DOSYASI : MISIR’IN SİYASAL SÜRECİ


MISIR’IN SYASAL SREC.pdf

MISIR DOSYASI : ABD – Mısır’a yardımı kısmi olarak kesiyor


Mısır’da seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin silah zoruyla devrilmesine sessiz kalan Washington yönetimi, ABD’nin ‘darbeci hükümetlere maddi destek veremez’ ilkesini esnetiyor.

Mısır’a her yıl verdiği 1,3 milyar dolarlık askerî yardımın bir kısmını askıya aldı. Mısır ordusuna verilmesi kararlaştırılan tank, helikopter, uçak ve askerî gereçlerin teslimatını dondurdu. Ancak terörle mücadele yardımları, İsrail’in güvenliği açısından hayati önemdeki ‘radikal gruplara’ yönelik operasyonlar ve Gazze sınırının kontrolü için gerekli desteği sürdürecek. Söz konusu yardımı sınırlandırma adımı, Washington’un Mısır hükümetlerine sağladığı insanî yardımları da kapsamıyor.

İRAN DOSYASI : KATLİAM FETVASI VEREN MISIR ESKİ MÜFTÜSÜ ŞİİLİĞE YAKIN


İRAN ANALİZ / Mısır Vakıflar Bakanı eski vekili Dr. Cemal Abdussatır yaptığı açıklamasında geçtiğimiz hafta videosu sızdırılan ve İhvan’ın öldürülmesi yönünde General Sisi ile askerlere konuştuğu görülen eski müftü Ali Cuma ile ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. Dr. Abdussatır açıklamasında darbecilere korkunç fetvalar veren Cuma’nın Sünnilere değil Şiilere daha yakın olduğunu söyledi.

Facebook’taki resmi hesabında kamuoyunu bilgilendiren Dr. Abdussatır bunun gerçek akidesinin, düşüncesinin 2004 yaz mevsiminde rahmetli Dr. Abdulazim el-Muti’nin evinde ortaya çıktığını belirtti. Dr. Ali Cuma’nın beraberinde Dr. Ahmet Zayit ile Dr. Usame Mümin’in bulunduğunu kaydeden Abdussatır mezkur evde yapılan konuşmaları hatırlattı. Burada Cuma’nın Şiiliğe Sünnilikten daha yakın olduğunun ifade edildiği söylenir. Bunun üzerine dehşete kapıldığını dile getiren Dr. Abdussatır bu noktada Ali Cuma’nın sahabelere yönelik bakış açısını, bazı şaz fetvaları, özellikle muta nikahı (zina) noktasındaki Şiilere yakınlığı noktasındaki duruşunu fark ettiklerini vurguladı.

Şeyh el-Mut’ini rahmetlinin tespitlerinde son derece haklı olduğunu sözlerine ekleyen Abdussatır, Müslüman Mısır halkının katledilmesi için fetva veren, korkunç bir duruş sergileyen Ali Cuma’nın karakterinin nasıl olduğuna dair detaylar paylaştı.

ARAŞTIRMA DOSYASI : Mısır’da Müslüman Kardeşler yasaklandı mı ?


Nebahat Tanrıverdi O Yaşar

ORSAM Ortadoğu Uzman Yrd.

Bu hafta başında Mısır’da bir mahkemenin Müslüman Kardeşler’in ”bütün faaliyetlerini” yasaklama kararı aldığı haberi uzun bir süredir konuşulan kapatma tartışmasında önemli bir gelişme olarak yerini aldı. Gene aynı karara göre mahkeme, Müslüman Kardeşler’in sivil toplum kuruluşunu kapatmasına ilave olarak, ”Müslüman Kardeşler kaynaklı her türlü örgütün de yasaklandığını” ilan etti. Ancak kısa bir süre içerisinde Mısır Sosyal Dayanışma Bakanı Ahmed El Boray bir açıklama yaptı ve Müslüman Kardeşler’in kapatılma kararı ertelenebileceğini söyledi.(1) Cumhurbaşkanının siyasi danışmanı Mustafa Hegazi, CNN International’da yayınlanan ve Christiane Amanpour ile yaptığı röportajda ise Müslüman Kardeşler ile uzlaşının hala mümkün olduğunu söyledi. (2) Mahkemenin aldığı karara rağmen üst düzey yetkililerce yapılan tüm bu açıklamalar, Müslüman Kardeşlerin kapatılması konusunda Mısır içerisinde hala fikir birliği olmadığını gösteriyor.

Geçtiğimiz haftalarda Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın lağvedilmesine dair tartışma El Ahbar’ın 6 Eylül tarihli haberi ile hız kazanmıştı. Gazete, Mısır Sosyal Dayanışma Bakanlığı sözcüsü Hani Mahana Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın lağvedilmesine yönelik bakanların karar aldığını ancak resmi açıklamanın önümüzdeki hafta yapılacağını belirtmişti.(3) Ancak gün içinde haberi yalanlayan açıklamalar da yapılmıştı. Ağustos ayında geçici hükümetin Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın feshedilmesini gözden geçirdiklerini açıklayan Mısır Başbakanlık Sözcüsü Şerif Şevki’nin El Ahbar’ın haberini reddederek bu yönde bir karar alınmadığını ifade ettiği yönündeki iddialar da bunlardan biriydi.(4)

Öncelikle lağvedilme tartışmalarının odağında bulunan Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın Mart 2013’de yasal olarak sivil toplum örgütü statüsüne kavuştuğunu belirtmekte fayda var. Ülkede yıllardır tanınmayan ve bu nedenle de yasal statüye sahip olmayan hareket, sadece birkaç aydır devlet tarafından bir sivil toplum kuruluşu olarak tanınıyor. Mart’tan bugüne kadar geçen süre içerisinde de teşkilatın tamamı Müslüman Kardeşler Derneği adı altında yeniden yapılanamamıştır. Müslüman Kardeşler Derneği’nin kapatılmasına yönelik alınacak karar aslında henüz başlamış bir sürecin sona ermesine de neden olacaktır.

Bir yandan bu yargılama sürecinin diğer yandan da Müslüman Kardeşler Derneği’nin olası feshedilmesi kararı ise hem Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın hem de Hürriyet ve Adalet Partisi’nin geleceği ve varlığı üzerinde önemli etkileri olacaktır. Bu etkilerin ne olacağına yönelik üç senaryo ön plana çıkmaktadır.

İlk ve yaygın olarak dile getirilen senaryo, darbenin Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nı ülkede tamamen silmeyi hedef aldığı iddiasına dayanarak Mısır rejiminin Müslüman Kardeşler Teşkilatının ve Hürriyet ve Adalet Partisi’nin sosyal, ekonomik ve siyasi alandaki faaliyetlerini bitirmeye çalıştıklarını öngörmektedir. Yargılama sürecinin hem teşkilattaki hem de Hürriyet ve Adalet Partisi’ndeki liderlerini kapsaması bu yöndeki iddiaları güçlendirmektedir. Müslüman Kardeşler Derneği’nin olası kapatılma kararı da gelecek günlerde özellikle Müslüman Kardeşler Teşkilatına yönelik devam eden operasyonun devam edeceğini göstermektedir.

İkinci ihtimal ise rejimin Mübarek öncesi dönemde uyguladığı politikalara geri dönmesini içeren senaryodur. Rejimin eski politikalara dönmesi ise İhvan’a siyaset alanının kısıtlanması ve sosyal- ekonomik alanlarda gösterdiği faaliyetlerine izin verilmesi ancak Hürriyet ve Adalet Partisi’nin kapatılması anlamına gelmektedir.

Son ihtimal ise rejimin sosyal ve ekonomik alanlarda faaliyetlerinin kısıtlanması/sona erdirilmesi ve sadece sınırları rejim tarafından belirlenmiş bir alanda siyasi faaliyetlerine müsaade etmelerini içermektedir. Bu ihtimalde öne çıkan husus hareket ve parti içerisindeki eski jenerasyonun tasfiyesidir. Diğer önemli husus ise teşkilatın ekonomik ve sosyal alanda faaliyet gösteren ve sosyal tabanından aldığı desteği güçlendiren tüm kurum ve kuruluşlarının tavsiyesi/kamulaştırılmasıdır. Böylece orta vadede normalleşmeye ihtiyaç duyan rejim, ihtiyaçlarını karşılayacak suni bir serbestlik alanı (Hürriyet ve Adalet Partisi’nin muhalefette kaldığı bir parlamento) sağlamayı hem de otoriter rejim kendini konsolide etmeyi amaçlayacaktır.

Rejimin özellikle de askeri elitlerin Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın doğrudan sosyal ve ekonomik faaliyetlerini hedef almaya başladıklarını iddia etmek yanlış olmayacaktır. 3 Temmuz darbesinden bu güne kadar geçen süre içerisinde Müslüman Kardeşler Teşkilatının tüm mal varlıkları ve ekonomik faaliyetleri dondurulmuştur. Öte yandan Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın çoğu ekonomik faaliyetleri 2011 öncesi dönemde uygulanan yasaklardan ötürü isimler üzerinden yürütülmekteydi. Rejim bu nedenle teşkilat liderlerinin de ekonomik varlıklarını dondurmuştur. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın ve liderlerinin ekonomik faaliyetleri ekseriyetle ticari alanda yoğunlaştığı için rejim açısından kolay bir hedef olarak görülmekte. Hâlihazırda Mısır medyası tarafından Müslüman Kardeşlerin ve liderlerinin ekonomik faaliyetleri hedef de gösterilmektedir.(5)

Müslüman Kardeşlerin sosyal alandaki faaliyetleri ise hareketin neredeyse temelini oluşturuyor. İlk kurulduğu yıllardan itibaren ülkenin çeşitli yerlerinde okul, hastane, yetimhane, bakımevleri gibi sosyal merkezlere sahip olmasının yanı sıra sosyal yardımlaşma programları da yürütmektedir. IRIN’ın verilerine göre Müslüman Kardeşler Teşkilatı Mısır’da 22 hastane ve ülkenin her yerinde pek çok okula ve eğitim merkezine sahiptir.(6) Bu kuruluşlar genellikle ekonomik olarak zor durumda olan alt gruplara hizmet sağlamakta ve yardım etmekteler. Şimdilik bu kuruluşlara yönelik bir operasyon başlatılmamış olsa da önümüzdeki günlerde gittikçe kutuplaşan Mısır’da rejim bu yönde adımlar atma potansiyelini taşımaktadır. Rejimin bu yöndeki kararı ise bu hizmetleri alan zor durumdaki Mısırlılar tarafından hoş karşılanmayacaktır. Bu nedenle de ortaya çıkacak tepkiyi azaltmak için rejim bu kuruluşların kamulaştırılıp devlet kontrolü altına alınmasını tercih edebilir. Ancak bu ihtimalde bile bu kuruluşlarda çalışan binlerce gönüllünün geleceği belirsizdir. Her halükarda rejimin özellikle Müslüman Kardeşlerin sosyal faaliyetlerini durdurmak konusundaki olası adımları önünde ciddi engeller bulunmaktadır. Ancak Mısır’da son iki ayda yaşananlar rejimin sert adımlar konusundaki tavrını ortaya koyar niteliktedir.

Siyasi alanın Müslüman Kardeşlere kapatılmasına yönelik atılacak adımlar ise hem uluslararası hem de iç siyasetteki normalleşmenin önünde çok ciddi engeller oluşturacaktır. Kısa vadede rejim içerde ve dışarıda siyasi krizi yönetme konusunda başarılı olabilir ancak orta ve uzun vadede normalleşmeye ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle de siyasi alanın Müslüman Kardeşlere kapatılması rejimi daha da zor durumda bırakacak niteliktedir.

Sonuç itibari ile rejimin Müslüman Kardeşlerin ekonomik, sosyal ve siyasal alanın dışına itilmesine yönelik atacağı her adımın önünde ciddi engeller bulunmaktadır ve bu yönde atılacak her adımın maliyeti yüksek olacaktır. Öte yandan rejimin bu yöndeki politikaları Müslüman Kardeşlerin yeraltına çekilmesine neden olabileceği ve radikalleşmeyi de beraberinde getireceği sıkça dile getirilmektedir. Benzer kaygıların rejim elitleri tarafından da paylaşıldığı ihtimali düşünülürse Mısır’da Müslüman Kardeşlerin kapatılma davası gibi, geleceği konusunda rejimin takınacağı tavrın ne olacağı konusunun da henüz netleşmiş bir yol haritası olmadığını söylemek mümkündür.

(1) E gyptian minister postpones dissolution of the Muslim Brotherhood, Washington Post, http://www.washingtonpost.com/world/egyptian-minister-postpones-dissolution-of-the-muslim-brotherhood/2013/09/24/39a7299e-2548-11e3-9372-92606241ae9c_story.html

(2) Egyptian presidential adviser says Brotherhood reconciliation still possible, Ahram Online, http://english.ahram.org.eg/NewsContent/1/64/82617/Egypt/Politics-/Egyptian-presidential-adviser-says-Brotherhood-rec.aspx

(3) Egypt government to dissolve Muslim Brotherhood NGO, CBC, http://www.cbc.ca/news/world/story/2013/09/06/wrd-egypt-government-muslim-brotherhood-dissolve.html

(4) ‘No decision’ in Egypt on dissolving Muslim Brotherhood, BBC, http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-23985622#TWEET880775

(5) Örneğin Ahram’daki yayınlar dikkat çekicidir. Örnek için bakınız: The Brotherhood’s abluted capitalism, Ahram, http://weekly.ahram.org.eg/2012/1120/op2.htm

(6) EGYPT: Social programmes bolster appeal of Muslim Brotherhood, IRIN, http://www.irinnews.org/report/26150/

ARAŞTIRMA DOSYASI : ORSAM Rapor No : 168 Geçmişin Gölgesinde Mısır’da Darbe


ORSAM Rapor No 168 Gemiin Glgesinde Msr’da Darbe.pdf

ARAŞTIRMA DOSYASI /// ORSAM Rapor No : 167 Mısır’da Son Dönemde Önde Gelen Laik-Liberal-Solcu Hareketler


ORSAM Rapor No 167 Msr’da Son Dnemde nde Gelen Laik-Liberal-Solcu Hareketler.pdf

MISIR DOSYASI : Mısır’da Olanlar Hakkında Derin Kulis


Mısır’da neler oluyor. Mürsi neden hapse atıldı. İhvan Tahrir yerine neden Rabia meydanını tercih etti. TRT muhabiri Metin Turan neden hala hapiste – gözaltında tutuluyor. İngilizlerle en sarmaşdolaş ortadoğu ülkesinin yeni rotası nereye doğru gidiyor. Amerika Birleşik Devletleri eski başkanlarından Jimy Carter Foundation’un – Jimy Carter Vakfı’nın Mısır’da Mürsi’yi böylelikle de İhvan-ı bugünden bakıldığında geçici olarak iktidara getiren etkisi neler olmuştur.

Türkiye ile de yakından ilgili bir alman vakfının Mısır’da darbe öncesinde faaliyetlerinin mercek altına alındığını ve Mürsi’nin bu Vakfa kolaylık gösterme konusundaki iyi niyetinin ülkesinde ne kadar ciddi bir muhalefetle karşılaştığı hepimizin malumu. Hüsnü Mübarek yöneüimindeki Mısır devleti.ülkesine amacı dışında faaliyet gösterdiği kanaatine vardığı bir çok STK’ya faaliyetini durdurma yasağı getirdiği gibi, yöneticilerini de hapis cezasına çarptırmıştı. Bu süreçte en çok takibata uğrayan sivil toplum kuruluşlarının başında Alman Konrad Adenauer Vakfı geliyor. Vakfın Mısır’daki varlığı çeyrek asrı aşıyor.

Konrad Adenauer Vakfı’nı mercek altına alan, seçimler öncesinde İhvan ile Jimy Carter Foundation ile yapılan görüşmeyi not eden Mısır derin devleti Türkiye’yi ve buradaki tüm unsurlarını da bu anlamda yakından takip ediyor. TRT Muhabiri Metin Turan’ın tutuklanmasında ve bu tutukluluk sürecinin hala devam etmesinde bunun da payı olabilir mi? . Metin Turan Mısır’daki seçimler sürecinde ODA TV’de çıkan haberlerde de anlatıldığı gibi TRT’den atılmıştı. Metin Turan bu dönemde attığı twitlerle de dikkatleri üzerine çekmişti.

Metin Turan işe iade davasını kazandıktan1 hafta sonra Mısır polisince tutuklandı.

TRT daha dün kapı önüne koyduğu muhabirini bugün ilk eldne takip ediyor. Kaderin cilvesi. AK Parti ile yıldızı barışmayan TRT muhabiri şimdi Türkiye’nin Mısır’ın zindanlarında darbeciler tarafından tutulan gazetecisi olarak algılanıyor kamuoyumuzda. Metin Turan ayağına gelen bu tarihi fırsatı iyi değerlendirirse tutukluluk hali sonrası önü çok açık olacaktır!

Türkiye’den başlamışken, ülkemizin Büyükelçi’yi neden geri gönderdiği sorusuna cevap bulalım. Türkiye Cumhuriyeti’nin en kıdemli büyükelçilerinden birisidir Hüseyin Avni Botsalı. Afganistan, Pakistan, Irak konusunda uzman, Mısır’ı tüm dengeleri gözetecek kadar iyi tahlil edebiliyor. Babacan ve çok çalışan biri. Diploması ne derse desin onunla Türkler bölgede kendini daha bir emin hissedebilir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bu tercihi dikkat çekici.

Türkiye Mısır’da TRT ile birlikte, TİKA, Anadolu Ajansı, Yunusemre Kültür Merkezi ve onlarca firması ile halihazırda var. Her nekadar TRT bu süreçte şimdilik hizmetleri akımete uğradığı için geride duruyor olsa da.

Hüsnü Mübarek’in talebeleri, pazarlık kozu ellerinde olsun diyerekten Mürsi’yi hapsetmenin en kolay çıkışyolu olduğunu gördüler.

Hem gözdağı, hem en önemli pazarlık unsuru, yani enerji kaybettirici bir İhvan Paratoreri olarak…

Tahrir’de Mısır’ın Kahire kentinin en merkezi alanı. Onlarca yol ve en önemli oteller bu civarda bulunuyor. Amerikan ve İngiliz Büyükelçilikleri, Mısır İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere. Ezhere giden yol da buradan geçiyor.

KIPTILER MISIR EKONOMİSİNE NE KADAR HAKİM?

Mısır’daki darbeyi anlamanın bir başka çözümlemesi ise ülkede yaşayan Kıptilerde gizli. Mısır ekonomisinin % 25′ine Kıptiler hakim, Konrad Adenauer Vakfı’nın sitesinde bir Ezher öğretim üyesinin verdiği bilgilere göre, bölgenin en etkin ülkesinde – Mısır’da 1975′den 1995 yılına kadar kurulan şirketlerin toplamının 25′inin, inşaat şirketlerinin % 20′sinin, danışmanlık bürolarının % 50′sinin, eczane – eczacılık şirketlerinin % 60′ının, doktorların özel muayenehanelerinin % 45′inin, Amerikan ve Alman Ticaret Odaları’na üye şirketlerin % 35′inin, Fransız Ticaret Odası’na üye firmaların % 60′ının ülkedeki iş adamlarının % 20′sinin, Mısır’daki sanayi sitelerinde yatırımı bulunanların % 20′sinin, doktorluk, veterinerlik, mühendislik ve eczacılık gibi saygın mesleklerin % 25′inin Kıptilerin sahipliğinde olduğu, Kıptilerce kurulduğu, Kıptilerce icra edildiğini ve onların yönetiminde olduğu gözünden kaçmıştır”

Şöyle bir hesap yapılınca, 70 milyon nüfuslu mısırın ülke nüfusuna oranla % 6′lık dilimini oluşturan Kıptiler devasa Mısır ekonomisinin kapasitesinin % 35 – 40′lık dilimini ellerinde bulunduruyorlar.

Muazzam bir güç!!!

GEZİ MISIR’IN KOPYASIYDI

Türkiye’de Kıptiler yok, ama Türkiye ekonomisinde Kıptiler kadar hakim bir ELİT azınlık var.

Onlar da Türkiye’de mevcut yapıyı istemiyorlar. Onun içindir ki Gezi olayları ile herkesinde bildiği gibi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Hükümeti de Başbakanın ofisinin işgal edilmesi ile düşürülerek Türkiye umulmadık bir girdaba sürüklenecekti. Şimdilerde ortalığı kızıştırıyorlar. Tek hedef İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na almak. Bir tarafta Mustafa Sarıgül, diğer tarafta Cami ile Cem Evi arasında buluşturulmaya çalışan, CHP’den ayrı ama CHP’ye de dahil alevi kardeşlerin oyları. İstanbul için kaybetme korkusu AK Parti’yi endişelendiriyor. Aslında İstanbul’u iyi tanıyan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için uzak bir aday değil. Tayyip bey de yakından tanıyor. Sayın Binali Yıldırım’ın adı İstanbul için çokça geçerken, AB’den Sorumlu Devlet Bakanı Egemin Bağış da oldukça hareketli bir süreç yaşıyor İstanbul temaslarında.

Bu süreçte İzmir’in ne olacağı da arada kaynıyor olmasın. Zira Gezi AK Pati’ye İzmir’i kesinkes kaybettirdi.

2015 SEÇİMLERİ VE İLK BAŞÖRTÜLÜ BAKAN

Unutulmamalı ki 2015 seçimlerinde Meclis tekrardan bir değişecek. Yaşlandıkları için bir daha aday olamayacakların yanı sıra 3 dönem nedeni ile aday olamayanlar da var. Bir de 2015 seçimlerinde AK Parti kendi kendisini ölüm – kalım masasına yatıracak. Başörtülü adayları meclise taşıyıp Bakan yapıp yapmama konusunda muazzam bir ikilem yaşayacak. Başörtülü aday koymaz ise özgürlükler konusunda da ciddi sıkıntılar yaşayacak.

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!