ARAŞTIRMA DOSYASI : KARA BİLİM = HAARP – TESLA


"HAARP",bu harfler,ABD ‘nin en gizli askeri projelerinden biri olan "High-frequency Active Auroral Research Program"isminin baş harfleri. İsminden de anlaşılacağı gibi Yüksek Frekans Aktif Auroral Araştırma Programı..

İkinci dünya savaşından sonra, çeşitli çevrelerce tartışılan konulardan biri olan "kara bilim=HAARP" başta ABD olmak üzere emperyalist devletlerin dünyayı kendi hegemonyaları altında tutabilmek için yaptıkları bilimsel-teknik araştırmalara ve üzerinde çalıştıkları çeşitli projelerin toplamına verilen addır.

Bu projeler, büyük ölçekli ve büyük bütçelerle yürütülen gizli veya yarı gizli projelerdir. Söz konusu olan projelerin varlığı kanıtlanmadan önce gizli oldukları için ortalıkta çok fazla rivayet dolaşıyordu. Bu projelerden ilki, 2.dünya savaşı sırasında gerçekleştirilen Manhattan projesiydi. 1941 yılında çalışmalarına başlanan Manhattan projesinin konusu atom bombasının üretimiydi.

Bu projenin gerçekliği Hiroşima ve Nagazaki’de acı bir biçimde kanıtlandı. Gerçek oldugu kanıtlanan en son girişim ise ECHELON projesi oldu.2.dünya savaşından sonra ABD önderliğinde, İngiltere, Yeni Zelanda, Avustralya ve Kanada arasında yapılan Ukasa Antlaşması’nın uygulamalarının 1980 lere yansıması olan ECHELON sistemiyle,tüm e-postalar, chat tipindeki iletişim biçimleri,faks,teleks,telefon haberleşmeleri gözlenebildi.

Bir süre ABD ve diğerleri kara bilimi AK lamaya çalıştılar. Yıllardır bunun bir komplo teorisi olduğunu ,ECHELON projesi diye bir projenin olmadığını iddia ettiler. Şubat 2000 de yaşanan gelişmeler ise ECHELON ‘un gerçekliğini ortaya koydu. Basında ve internette çıkan haberlere göre ABD ve yazılı olan diğer ülkelerin birlikte casusluk yapması ortalığı karıştırdı. Fransa, ABD ve İngiltere’ye karşı hukuki işlemlere başvurdu ve çoğu Avrupa ülkesi tarafından bu proje ciddi bir şekilde değerlendirilmeye alındı.

ECHELON’un adı Amerikan savunma bakanlığının 2000 şubat ayında internete verdiği, gizlilik derecesi olmayan belgelerden bazılarında da geçiyor.

HAARP Projesi, Alaska Gakona askeri üssü yakınlarında, Amerikan Hava ve Deniz kuvvetleri tarafından ortaklaşa finanse ediliyor. Raythenon Corporation tarafından hayata geçirilen proje Alaska, Massachusettes, Stanfort, Penn State, Tulsa ,Clemson, Maryland, Cornell ve UCLA olmak üzere ABD’nin 9 üniversitesi ve MIT’nın ortaklığı ile uygulanmaya kondu.

HAARP ,dünyanın en büyük ve en güçlü radyo transmiterlerinden(iletici) birini imal etme projesidir.

Dev antenlerden sinyaller gönderecek yüksek frekans transmiterlerinden ve bunun dışında 19 enstrümandan ibaret.Geçen yıllarda 48 anteni inşa edilmiş olan ve 5 arc’lık bir alana yayılan HAARP,program tamamlandığında her biri 2 tane 10 kilowattlık radyo transmiterli 180 antene sahip olacak ve 33 arc’lık bir alana yayılacak. Kısacası HAARP, dünyanın en büyük radyo frekansı ve transmitteri. Ve sıradan bir radyo istasyonundan farkı çok çok daha güçlü olması, antenlerinin yönlendirilebilir ve belirli bir noktaya odaklanabilir olması.

Bunun anlamı 3,6 megawattlık radyo sinyali sadece gelişi güzel bir şekilde dışarı yansımayacak, bunun ötesinde de bu radyo sinyalleri bir ışının içerisine girebilecek. HAARP projesi, ilk kez Nikola Tesla tarafından ileri sürülen konseptleri kendine temel aldı. Bu proje "Tesla teknolojisini" yeniden yaratıp ,bu teknolojiyi tehlikeli amaçlar için kullanmayı hedef alıyor.

Tesla’ yı tarih kitaplarından silen ABD şimdi ise bilim tarihinin elektrik ve elektronik alanında,20.yüzyılda gerçekleştirilen tüm buluşların altındaki tek isim olan Tesla’yla HAARP ı yaratıyor.. Zamanında Tesla ne yapmıştır ki ABD onu tarih kitaplarından silmiştir ve şimdi neden onun buluşlarını kara bilime hizmet amaçlı kullanmaktadır?

Tesla’ nın üzerindeki giz perdesi ölümü üzerinden 65 yıl geçtikten sonra yavaş yavaş kalkmaya başladı. FBI tarafından, ölümü sonrasında el konulan araştırmaları ve çekilen giz perdesinin ardında, 20.yüzyıl bilim tarihinin, sonuçları çok ağır olacak hesaplaşmaları yatıyor.

Şöyle başlayalım buluşlarıyla insanlığa hizmet etmeyi amaçlamış fakat günümüzde buluşları kara bilime hizmet eden Tesla’ yı ve Tesla’nın araştırmalarıyla dünya için büyük bir tehlike olarak gelişen HAARP projesini anlatmaya:

Elektriği hayatımıza sokan Michael Faraday değil, Nikola Tesladır. Faraday’ın tek yaptığı kaleme aldığı önemli bir yapıt olan Elektrik Üzerine Araştırmalar adlı eserinde elektrik ve manyetizma arasındaki ilişkilerin deneylerini göstermiş olmasıdır. Elektriği başta ampul olmak üzere hayatımıza sokan, radyoyu, radarı, florasanlı ampulü, bilgisayarı, faks makinesini, Wilhelm Röntgen den 3 yıl önce X ışınlarını, insan beynindeki alfa,beta,teta dalga boylarını ilk ölçen ve daha aklınıza gelebilen bütün elektrik ve elektronik aletleri geliştiren Tesla olmuştur.

General Electric, Westinghouse, Marconi and Morgan gibi ABD endüstrisinin dev tekelleri Tesla’nın buluşları üzerinden şekillenmiş, fakat kendisi hayatı boyunca hiçbir kurumsal ilişkiye girmemiştir. ABD’nin bu dev tekelleri General Electric’ in direktifleri doğrultursunda Tesla’yı sümen altı etme kararı almışlardır.

Çünkü Tesla,parasız ve doğayı kirletmeyen elektrik üretiminin mümkün olduğunu açıklamıştır. Bu açıklaması ile ABD şirketlerini paniğe düşürmüş ve tüm kapıları yüzüne kapattırmıştır. Beş kuruş parasız ve borç içinde Newyork’da bir otel odasında ölüme terk edilmiştir. Yani;

Tesla’nın, kapitalist sistemi çökertebilecek enerji teknolojisinin derinlemesine araştırılması istenmemiştir. Ve alternatif akımın mucidi olan Tesla doğru akımla büyüyen şirketleri batırdıktan sonra kendi buluşu olan alternatif akımla kar sağlayan şirketleri yine kendi buluşu olan kablosuz elektrikle tehdit etmeye başlamıştır. Tesla bu sefer çok ileri gitmiştir. Bu, kapitalist sistemin kar mantığını kökünden sarsabilecek felaket bir fikirdir. Bedava enerji, petrol gibi çok önemli bir ekonomik kaynağı yararsız hale getirebilecek ve tüm endüstrinin dönüşümünü gerektirebilecek bir tehlikedir.

Tesla’ nın ismi, her ne kadar Pelsilvanya eyaletinin elektrik vadisindeki sokaklardan birinde bulunuyorsa da, zamanla unutturulmuş ve onun teknolojisi üzerine karanlık projeler üretilmeye başlanmıştır. Soğuk savaş yıllarında her iki tarafında bu teknolojiyi kullandığı ileri sürülmüş, nükleer savunma amacını güden "Yıldız Savaşları" projesinde bu teknolojiden yararlanılmıştır.

Ölüm ışınları, ultra düşük dalgalar, çok yüksek frekanslar, atmosferdeki elektrik enerjisinin değerlendirilmesi, atmosfere elektrik dalgaları yayarak bunun dünyanın her yerinde kullanılmasının sağlanması, radyo frekanslarıyla uzaktan kumanda edilebilen bugün kullanılan füzeler, yüzlerce mil etkili bir elektrik kalkanının oluşturularak girmeye cesaret eden düşmanın anında yok edile bilmesi gibi bazıları bize bugün bile hayali gelebilecek birçok projenin ardında Nikola Tesla’ nın teknolojisinin izlerine rastlanmaktadır.1930 larda Tesla, söz konusu ölüm ışınını ve kimsenin geçemeyeceği Tesla kalkanının olabileceğini açıklamıştır.Ve NATO da ABD ‘nin İran’a karşı önerdiği "Füze kalkanı sistemi " bu projenin ürünüdür.

İnsanlığa bedava enerji sağlama idealiyle yola çıkmış olan büyük bir fizikçinin projelerine destek bulabilmek amacıyla zaman içinde savaş teknolojileri üzerine çalışmaya başlaması trajiktir. 1. ve 2. dünya savaşlarını yaşamış olan Tesla aslında bir savaş karşıtı olduğunu söylemiştir. Fakat barışın devamlılığı için en güçlü silahların yapılaması gereginide ileri sürmüştür.

İnsanlığa hizmeti amaçlayan Tesla’ nın buluşları Tesla’ ya imkanlar sağlanarak değerlendirilememiş günümüzde ise süper güç olarak adlandırılan emperyalist ülkeler tarafından insanlığa fayda yerine zarar amaçlı gizli projeler ile yürütülmeye başlanmıştır. Tesla 2000 li yılların teknolojisini 1900 lerin başında teorik olarak oluşturmuştu. Ama Kapitalizmin cenderesinden kurtulamamıştı, kurtulabilmiş bir bilimin insanlığa sunabileceği hizmetleri düşünsenize…

FBI ,Tesla’yı sürekli takip ediyordu .

FBI’ın tüm kaygısı Tesla’nın araştırmalarının Sovyet Kızıl ordusuna geçmesi olasılığıydı ki, bu araştırmaların önemli bir kısmının Sovyetlerin eline geçmiş oldugu da ,Sovyet bilim tarihinin gelişimi içerisinde görülebiliyor.Tesla’nın isteği Alman faşizminin durdurulması gereğiydi ve bilimsel çalışmalarında bu yüzden silah tasarımına yöneltmişti.

Tesla’nın mikro dalga silah tasarımı ile deprem ve tsunami silahı uzun yıllar boyunca bir söylenti olarak kaldı.Ama deprem ve tsunami silahının üstündeki sır perdesi de eylül 1999 da Yeni Zelanda Savunma Bakanlının açıklamasıyla kalktı. Yapılan resmi açıklamada 1943 ve 1944 yıllarında ABD li bilim insanlarının Yeni Zelanda ya bağlı takım adalarda tsunami silahını denedikleri ve seçilen kıyı parçalarının deniz altında oluşturulan deprem dalgasının yarattığı dev dalgalarla başarılı bir şekilde vurulduğu belirtildi.

Ölüm ışını adı verilen düşman kuvvetlerinin elektronik sistemlerini felç ederek elektronik bir duvar oluşturan sistem gerek körfez savaşında gereksede Yugoslavya’nın bombalanmasında kullanılmıştır.

Aslında HAARP gizli bir proje değil. Amerikan Savunma Bakanlığı da HAARP ‘ı diğer projelerde olduğu gibi inkar etmiyor. İnternette HAARP ‘ın kendi sitesi bile var. Giz ve ihtilaf ,amaçlar ve sonuçlar söz konusu olduğunda başlıyor. Ordu kasdi olarak ,sofistike kelime oyunları ,hile ve açık dezenformasyon aracılığı ile halkı atlatıyor. Pentegon ,HAARP sisteminin :

– Orduya, atmosferik termonükleer cihazlarının elektromanyatik titreşim etkisini tekrar yerine koyacak (yerine başkasını geçirmek) bir alet verebilecğini;

– Çok büyük ELF (extremely low ferquency -ionosferin çok düşük frekanslı) deniz altı iletişim sistemini , ELF dalgaları üreterek yeni ve daha sıkı bir teknelojiyle yeniden yapılandıracağını ;

– Askeriyenin kendi iletişim sistemlerinin çalışmasını korurken , son derece geniş alanlardaki , iletişimleri silip süpürmesine yol hazırlayabilecğini;

– EMASS ve CRAY süperbilgisayarlar ile dünyanın tomografisini çekerek ,barışın korunmasına katkıları olacağını;

– Büyük bir alan üstünde petrol,gaz ve mineral tortular bulamak amacıyla jeofiziksel yoklama için bir araç sağladığını;

– Yaklaşan uçaklar ve kurvazör füzelerini meydana çıkarmak için kullanılabileceğini ve diğer teknolojileri kullanamaz hala getirebileceğini söylüyor.

HAARP üzerine en kapsamlı araştırmayı yapıp ,çalışmalarını Angels Don’t Play This HAARP -Advencis in Tesla Techology adlı kitabında derleyen Dr.Nick Begich ve Jeane Manning ‘e göre HAARP bir çeşit radyo teleskobunun değiştirilmiş hali. Antenler sinyalleri almak yerine, gönderiyor. Yazarlar HAARP’ı ionosfer alanlarını ,bir ışını odaklayarak ışının odaklandığı bu bölgeleri ısıtıp süper güçlü radyo dalgası , ışınlama teknolojisi için bir test olark değerlendiriyorlar.

Elektromanyatik dalgalar daha sonra dünyaya geri sıçrayacak ve her şeye nüfus edecek. Begich ve Mannig "HAARP tellalları"nın ,projenin telekominikosyon sistemini geliştirmek için ionosferi değiştirme amaçlı ,iyi niyetli akademik bir proje olduğu izlenimi verdiklerini ; bu proğramın Arerico,Porto Riko,Tromsk,Norveç,eski Sovyetler Birliği’ndeki diğer tamamen güvenli ionosferik ısıtıcı operasyonlarından bir farkı olmadığını iddia ettiklerini ,bununla birlikte askeri dökümanların meseleyi açıkça ortaya koyduğunu iddia ediyorlar.

HAARP ‘ın gerçek amaçlarından biri ,Pentegon ‘un hedefleri için ionosferin nasıl sömürüleceğini öğrenmek.RF(radyo frekans)gücü ionosferi doğal olmayan aktivitelere götürecek . Bu proje ancak bir nükleer silahın yapabileceği boyutlarda tehlikeler içeriyor. Ayrıca , ionize evrenin ve hiç durmadan bizi bombalayan yıldızlara ait radyasyonun zararlı etkilerinden koruyan gezegenin kalkanının doğasını değiştirmeye çabalıyor.

Uygulayıcıları tarafından ionosferik bir araştırma olarak nitelendirilen HAARP ile gündeme gelen ilk soru:"gökte delikler mi açıyorlar?"sorusu. Tesla’nın çalışmalarını baz alan bu ihtilaflı trasmitter veya ısıtıcının dünyanın üst atmosferinde 30 millik delikler açmayı da içeren pek çok potansiyel tehlike içerdiği bilim insanları tarafından ciddi bir şekilde ileri sürülüyor. Çoğu bilim insanı ,HAARP ‘ın eğer havanın kotrolü için kullanılmazsa ,hava modifikasyonu için kullanılabileceği konusunda görüş birliği içindeler.

Bunun yanında ,"HAARP ‘ın sahipleri"onu kullanarak üst atmosferde bir reflektör yaratma imkanına sahip olacaklar. Bunu HAARP ‘tan transfer edilen enerjiyi ,gökyüzünün bir bölümüne odaklayarak ve elektrik akımını açarak yapacaklar. Hava tamamen dramatik olarak ısınacak ve ordunun ,radyo dalgaları ve radar ışını için kullanabileceği donuk nokta yaratacak.Bu şekilde onlar, ışınlarına dünyanın etrafını "eğmek"için imkan verecek sanal yansıma istasyonu yaratma yetenekli olacaklar. Ayrıca HAARP ,verili bölgenin üstündeki ionosfer bölümünü uyarark ,dünyanın herhangi bir yerindeki iletişimi engelleyebilecek. Etki yerel bir fırtına gibi olacak ,bölgenin içine veya dışına herhangi bir yayın total bir engelle karşılaşacak.

HAARP projesinin patentleri (ABD patent dairesinde 4.686.605,4.712.158 ve 5.038.664 nolu kayıtlarıyla)Bernard Eastlund tarafından alındı.her üç patentinde ilk kayıtları Tesla nın adına kayıtlı.patentlerin içeriği ise 4.686.605:dünya atmosferinin ionosferin ve magnetosferin değiştirilmesinin metodu.4.712.158:seçilmiş bir bölge üzerinde suni elektron siklonu oluşturma metodu.5.038.664:dünya yüzeyinde rölativik partiküler oluşturma metodu(ölüm ışını).

HAARP ın tamamlanmasından sonra ABD nin elindeki olanaklar şunlar olacaktır:

-Atmosferi manipüle etmek ve modifikasyon sağlamak,

-Askeri ve güçlü bir silaha sahip olmak,

-Geniş kitlelerin düşüncelerinin ve ruhsal durumlarının kontrol edilmesini sağlamak,(insanın zihinsel eylemlerini manipüle etmek ve değiştirmek [geniş coğrafik alanlar üzerinde titreşen radyo frekans radyasyonu aracılığı ile])

-Kendi iletişim sistemini geliştirip, istenilen ülkelerin sistemlerini çökertmek.

Ve tüm bunların deneylerini gerçekleştirmiştir.1968 de "solar power satellite Project(sps) ile güneş enerjisiyle çalışan her biri ada büyüklüğünde olan uydular üzerinde çalıştı.1978 de SPS projesi ile anti balistik füzeler için uydu ışın silahları bozma ve ionosferde fiziksel degişiklikler yaratma çalışması "yıldız savaşları"adı altında harekete geçirildi. Ve ABD ionosfere delikler açarak atmosferde ciddi etkiler yarattı.1986 da ülkemizde özellikle Karadeniz bölgesini de etkileyen Çernobil faciasından hemen önce ,ABD Mighty Oaks olarak bilinen Nevada’daki test bölgesinde hidrojen bombası deneyleri yapıyordu. Bu deneyler X ışınları ve parçacık ışın silahlarının geliştirilmesi programının bir parçasıydı.

HAARP’ ın bilinç kontrolünü için ise gerekli olan güç düzeyi 5-20 mikroamper gibi bir değerdir ki buda 60 wattlık bir ampulü yakmak için gereken enerjiden binlerce kat daha düşüktür.Beyin,elektromanyetik araçlar ile dıştan canlandırılması bir cihaz(jeneratör)ile yeni bir safhaya geçirilmesine veya kilitlenmesine neden olabilir..

ABD’nin kirli sicili: bilimi, teknolojiyi ve bilim insanlarını nasıl kullana geldiği düşünülürse ve ortaya konan deliller göz önüne konursa ABD’nin ne yapmak istediğini anlamak çok zor değil.

BELKIS KOCA

KIRMIZI BEYAZ DERGİ

MAYIS 2008

Etiketlendi:,

Yorum bırakın

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!