Etiket arşivi: JONTURK(.)COM

JONTURK (.) COM : İncirlik’te İsrail filosu ?!


Gündeme önce Lazkiye’deki bir depoya yapılan saldırı ile geldi. Ruslar, İsrail uçaklarının Türkiye’deki bir hava üssünden havalanarak Lazkiye’deki hedefi vurduğunu duyurdu. Bu iddia Türkiye tarafından yalanlandı…ve JÖNTÜRK, bu konuda çok önemli bilgilere ulaştı.

Mart 2013′te ABD Başkanı Barack Obama’nın İsrail’e gerçekleştirdiği ziyaretin hemen ardından Türkiye ile İsrail arasında Mavi Marmara olayı ile soğuyan ilişkilerde bir ısınma yaşanmaya başlandı.

Aysbergin görünen yüzünde Mavi Marmara konusunda İsrail’in dilediği özür ve alınacak tazminatlar vardı.

Oysa, aysbergin görünmeyen tarafında özellikle Suriye konusunda ABD’nin isteği ile Türkiye ile İsrail arasında özellikle askeri alanda yeni bir sayfa açılıyordu.

JÖNTÜRK’e bilgi veren kaynaklara göre, bu yeni sayfa Türkiye-ABD-İsrail arasında yapılan gizli bir anlaşmayı içeriyordu. Buna göre, İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait bir filo İncirlik’te konuşlanabilecek ve Suriye ile ilgili olarak Türkiye ile işbirliği yapacaktı (Bu anlaşma birçok kaynağa doğrulatıldı).

israelincirlik1

Nitekim Mayıs 2013′te İsrail uçakları, Suriye’nin Jamraya kentindeki bir askeri araştırma merkezini vurdu. Bunun hemen ardından Türk ve İsrail savaş uçakları koordineli olarak her iki ülkenin Suriye ile sınırında uçtu.

İş bununla da kalmadı. İsrail Gizli Servisi Mossad’ın Başkanı Tamir Pardo, Türkiye’ye 10 Haziran’da gerçekleştirdiği gizli ziyaret sırasında Türkiye’de “bir üs”te konuşlanan İsrail filosunun komutanı ile de bir araya geldi.

Sonrasında hala detayları ile ilgili tam kesin bilgi bulunmayan Lazkiye’de Suriye’nin Rusya’dan aldığı füzelerin bulunduğu depoların vurulması olayı yaşandı.

Rusya’dan bu konuda, “Lazkiye’yi İsrail uçakları vurdu ve bu uçaklar türkiye’de bir üsten havalandı” iddiası geldi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu anında bu iddiayı yalanladı. Buna karşın Rusya’dan iddialarını destekleyen uydu görüntülerine sahip oldukları bilgisi geldi.

Bunun ardından Lazkiye’deki depoların bir İsrail denizaltısından atılan füzelerle vurulduğu iddiası gündeme taşındı.

…Ve JÖNTÜRK Türkiye’de ilk kez Lazkiye istihbaratının Türkiye’den önce ABD’ye gittiğini yazdı (TIKLAYIN).

Bizden durumu aktarması.

Her fırsatta İsrail’e çakan ve de “prestij kaybederim” diyerek İsrail ve ABD ile yapılan söz konusu anlaşmayı saklayan Erdoğan ve AKP iktidarından da yorumu.

Haydi bakalım..

JONTURK (.) COM : Erdoğan’a ABD’li ve Avrupalı ünlülerden çok se rt çıkış !


Aralarında Sean Penn, Susan Sarandon, Ben Kingsley, Claire Berlinski, Lady Cholmondeley, Fazıl Say gibi isimlerin olduğu çok sayıda ünlünün imzasıyla İngiliz The Times gazetesinde Erdoğan karşıtı tam sayfa bir ilan yayınlandı.

İlanda Erdoğan, uyguladığı sertlik politikası nedeniyle sert bir dille eleştiriliyor ve “Beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz Strasbourg’da bir davaya dayanak teşkil edebilir” deniliyor.

İşte o ilan:

erdogankarsitiilan1

Bu da çevirisi:

Bay Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Başbakanı

Ankara, Türkiye. Temmuz 2013

Sayın Bay Erdoğan,Aşağıda imzası olanlar, bu mektubu sizin polis güçlerinizin İstanbul’da Taksim Meydanı ve Gezi Parkı ile Türkiye’nin diğer büyük şehirlerindeki barışçı gösterileri, Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre beş kişinin ölmesi 11 kişinin ayrım göstermeksizin biber gazı kullanımı nedeniyle gözünü kaybetmesi ve 8 binden fazla kişinin yaralanmasına neden olacak biçimde, zalimce bastırmasını en güçlü şekilde kınamak amacıyla yazıyoruz.

Ancak, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nın benzersiz bir şiddet kullanımıyla boşaltılmasından sadece günler sonra, tek suçları sizin diktatoryal yönetimine çıkmak olan bu beş ölüye aldırmadan, İstanbul’da Nuremberg Toplanması’nı hatırlatan bir miting düzenlediniz. Sizin hapishanelerinizde Çin ve İran hapishanelerindeki sayının toplamından daha fazla gazeteci var.

Buna ek olarak, göstericileri çapulcu, yağmacı, holigan olarak nitelendirdiniz, hatta bu göstericilerin yabancıların yönlendirdiği teröristler olduğunu söylediniz. Oysa gerçekte, bu göstericiler sadece Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk’ün öngördüğü şekilde laik bir cumhuriyet olarak kalmasını isteyen gençlerdi. Sonuç olarak, bir yandan ülkenizi AB üyesi yapmaya çalışırken, bir yandan Türkiye’nin bir Egemen Devlet olduğunu söyleyerek, AB liderleri tarafından size yönelik tüm eleştirileri reddediyorsunuz.

Size 9 Ağustos 1949’da imzalanmış Konvansiyon uyarınca Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin bir üyesi olduğunu, 18 Mayıs 1954’te Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonunu imzaladığını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini tanıdığını saygıyla hatırlatıyoruz. Bunların sonucunda, beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz, Strasbourg’da bir davaya dayanak teşkil edebilir. Saygılarımızla…

JONTURK (.) COM : Dallas hikaye ! Yok böyle bir seks skandalı…


humaabedin2

Konu Hillary Clinton’ın en güvendiği çalışanlarından Huma Abedin ile ilgili. Abedin, daha önce çıplak resimlerini İnternet üzerinden birçok kadına gönderen ve suç üstü yakalandığı için Kongre üyeliğinden istifa eden eşi Anthony Weiner’in yeni seks skandalıyla şok üstüne şok yaşıyor.

Huma Abedin, hem eşinin ilk seks skandalı hem de ucu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Fethullah Gülen cemaatine dayanan ailesinin Müslüman Kardeşler ile yakın dirsek teması yüzünden ardı ardına aldığı darbelere karşın Hillary Clinton’ın hâlâ vazgeçemediği isimlerden (Bu konudaki haberimiz için TIKLAYIN). Şu an New York Belediye Başkanlığı Demokrat Parti adaylığı için yarışan Anthony Weiner, 2011 yılında ortaya çıkarılan seks skandalı ile Kongre üyeliğinden istifa etmiş ve “İnternet üzerinden bir daha kimseyle böyle bir ilişki yaşamayacağım. Söz veriyorum” demiş ve Huma Abedin tarafından affedilmişti.

Fakaaat, Weiner’in bir türlü uslanmadığı, 23 yaşındaki Sydney Elaine Leathers adlı bir kızın ifşaatları ile ortaya çıktı. Weiner ile İnternet üzerinden yazışmalarını ve de onun gönderdiği fotoğrafları, “Bana yalan söyledi. O bir yalancı” diyerek ortaya döktü.

Sydney Leather, öyle sıradan bir “American Girl” değil; politikayla yakın ilişkisi olan ve de Demokrat Parti’nin çeşitli kampanyalarında aktif olarak çalışmış bir genç kız. Kendisini “Liberal” olarak tanımlıyor ve bir de blog hazırlıyor.

sydneyleathers2sydneyleathers3sydneyleathers4sydneyleathers5sydneyleathers6sydneyleathers7sydneyleathers8

Sydney’in anlattıklarına göre, Weiner ile ilişkisi 2012 Ağustos’ta İnternet üzerinden başlıyor ve Kasım 2012′ye kadar aşağıda porno hikâyeleri aratmayacak içerikteki mesajlara yansıyacak biçimde sürüyor.

anthonyweiner3anthonyweiner4anthonyweiner5anthonyweiner6anthonyweiner7anthonyweiner8anthonyweiner9anthonyweiner9a

Bu tarihten sonra Weiner, yazışmaları yaptığı sahte Facebook hesabını kapatıyor ve bu yıl Nisan ayına kadar Sydney ile bağlantı kurmuyor.

New York belediye Başkan aday adaylığı için Demokrat Parti’de yarışan Weiner, Sydney’e Nisan 2013′te yeniden mesaj atıyor ve ilişkiye devam etmek istiyor.

Sydney ise iki gün öncesine kadar ve bekliyor ve Weiner’in gönderdiği penisinin fotoğrafları dahil tüm yazışmaları İnternet üzerinden paylaşıyor.

anthonyweiner2

anthonyweiner1

Başta da dediğimiz gibi, bu Huma Abedin için yeni bir şok, ancak eşiyle birlikte önceki gün kameralar karşısına geçti ve eşini yeniden affettiğini söyledi.

Tabii bu en çok Weiner’in rakiplerini sevindiriyor. Şimdi Demokrat Parti içinde Weiner’ın bir an önce aday adaylığından istifa etmesi gerektiği çok yüksek sesle dile getiriliyor.

JONTURK (.) COM : Tayyip Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler skandalı !


mahmutizzet1

İstanbul’da 13-14 Temmuz tarihleri arasında Müslüman Kardeşler’in uluslararası örgütlenmesi olağanüstü toplandı. Mısır Müslüman Kardeşler’in iki numaralı ismi Mahmut İzzet’in (yukarıdaki fotoğraf) başkanlık ettiği toplantıda Mısır’daki son gelişmeler ve atılacak adımlar görüşüldü.

Söz konusu toplantı Atatürk Havalimanı’na yakın Holiday Inn otelinde yapıldı.

Buraya kadar her şey normal, anormal olan ise şu:

Mahmut İzzet, Mısır’da darbenin ardından hakkında tutuklama kararı çıkarıldığı için aranıyor.

O ise İstanbul’da elini kolunu sallayarak dolaşıyor.

Peki bu nasıl oldu?

JÖNTÜRK’ün edindiği bilgilere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talebi doğrultusunda MİT, Mahmut İzzet’i tereyağından kıl çeker gibi Mısır dışına çıkarıp İstanbul’a getirdi.

Holiday Inn otelinde yapılan ve Mahmud İzzet’in başkanlık ettiği toplantıya, Müslüman Kardeşler’in uluslararası yapılanmasının bazı önemli üyelerinin yanı sıra AKP’den de katılım oldu (MİT de toplantıdaydı kuşkusuz).

Özetle Erdoğan MİT’i kullanıp Müslüman Kardeşler’in kendi himayesinde İstanbul’da toplanmasını sağlayarak uluslararası bir skandala imza atmış oldu.

Bu arada Müslüman Kardeşler’in uluslararası yapılanmasının daha iyi anlaşılması açısından “AKP ve Müslüman Kardeşler’in Organize İşleri” başlıklı haberimizi okumanızı öneririz (TIKLAYIN).

JONTURK (.) COM : AKP ve Müslüman Kardeşler’in fena halde organize işleri !


Haberimiz, ehl-i siyaset sevdalılarına loş da olsa bir ışık tutmak gayesindedir. Evet, JÖNTÜRK, Türkiye’de yüzde 50 gibi bir oy oranıyla iktidar olan AKP’nin, bazı bağlantılarıyla ilgili çok önemli bir belgeyi okurlarının dikkatine sunuyor. Bu belge, AKP’nin Müslüman Kardeşler’in uluslararası ağının bir parçası olduğunu gösteriyor ve de ABD’den tutun da Malezya’ya kadar birçok ülkede siyaset erbabının masalarını süslüyor. İşte detaylar:

Detayların şekl-i şemâiline mufassal olarak bakmadan önce, tablonun Türkçeleştirilmiş haline şöyle bir bakmak icap ediyor:

…Ve de tabii ki bu çizelgede yer alan kuruluşlardan bazılarına da:

FIOE: Avrupa İslami Örgütler Federasyonu (http://www.euro-muslim.com).

Europe Trust: Bağışla çalışan İngiltere merkezli yardım kuruluşu (http://www.europetrust.eu.com).

HİKMET: Hikmet Bilim Dostluk ve Yardımlaşma Derneği ((http://www.hikmetder.com).

FİDDER: Filistin Dayanışma Derneği (http://www.fidder.org.tr).

IDSB: İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (http://www.theunity.org/tr).

TGTV: Türkiye Gönüllü Teşekkülleri Vakfı (http://www.tgtv.org).

Çizelgeye bakışımıza yekün tutalım (Çünkü gerisi artık herkesin malumu. AKP’yi açıklayacak halimiz yok herhalde) ve gelelim organize işlerin şekli şemâline:

Müslüman Kardeşler’in uluslararası örgütlenmesinin en önemli kilometre taşlarından biri Avrupa. Buradaki örgütlenmenin en önemli liderlerinden biri de Müslüman Kardeşler’in önde gelen isimlerinden Yusuf El Karadavi. AKP iktidarı döneminde Türkiye’ye gelerek istediği gibi at oynatan Karadavi, bu serbestinin karşılığında hem maddi hem de manevi destek kapılarını sonuna kadar açmış Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları için.

Nasıl açmasın?

Erdoğan, Müslüman Kardeşler’in yan kuruluşu niteliğindeki Suudi Arabistan destekli Dünya Müslüman Gençlik Örgütü’nün (WAMY) en kıdemli üyelerinden biri.

Nitekim, “kardeşliğin” hatırına, Avrupa’daki Müslüman Kardeşler yapılanmalarından FIOE ve Europe Trust, Türkiye’ye “yağdır mevlam su” misali yardıma başlıyorlar. Tabii bu yardım sefaletle koyun koyuna yatanlara değil, Müslüman Kardeşler’in Türkiye’deki örgütlenmesinin sac ayaklarına aktarılıyor.

Kimler mi Türkiye’deki Müslüman Kardeşler kişi ya da kuruluşları?

Şimdi yukarıdaki çizelgeye bir daha bakın ve bu sorunun yanıtını kolayca bulun (AKP’yi dışlamadan tabii ki:-)

Ha unutmadan, yukarıdaki çizelge aynen ABD Başkanı Barack Obama ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un da masalarının üzerinde (BM’nin Mavi Marmara olayıyla ilgili çıkacak raporuna dikkat. Hiç de beklendiği gibi İsrail’i suçlayıcı bir karar çıkmayabilir ).

Peki neden mi bu organize işlere özellikle batı (son zamanlarda da İsrail) fazla ses yükseltmiyor?

Onun nedeni de, İran’ın etkisini kırmak için Türkiye’nin liderliğinde Sunni bir İslami birliğe (sanal da olsa) şu an duyulan ihtiyaç.

Gerisi laf-ü güzaf.

NOT: Mavi Marmara olayının şifreleri de yukarıdaki çizelgenin içinde. Bakalım çözebilecek misiniz?

JONTURK (.) COM : Lazkiye istihbaratı Türkiye’den gitmiş !


lazkiyesaldiri0

Suriye’nin Lazkiye kentindeki Rusya’dan gönderilen Yakhont SS-N-26 füzelerinin bulunduğu depolara yapılan saldırı tam anlamıyla faili meçhul (İsrail de 16 Temmuz’da saldırıyla ilişkisi olduğuna ilişkin haberleri yalanladı). Hal böyleyken, saldırının istihbaratının Türkiye üzerinden gittiğinin ise faili belli oldu.

Bilindiği üzre 5 Temmuz’da Suriye’nin Lazkiye kentindeki askeri depolarda patlamalar meydana gelmiş ve Rusya’dan Esad yönetimine gönderilen Yakhont SS-N-26 füzelerinin tahrip edildiği açıklanmıştı.

ABD basınında saldırının faili olarak İsrail’e işaret edilmiş ve Rus füzelerinin Esad tarafından Hizbullah’a gönderilme ihtimali üzerine tahrip edildiği yönünde haberler çıkmıştı.

lazkiyesaldiri1

Lazkiye’deki depolar: Solda 5 Temmuz öncesi sağda ise saldırı sonrası…

Bu haberler üzerine saldırının içeriği konusunda iki senaryo ortaya atılmıştı. Bunlardan birincisine göre İsrail uçakları Türkiye’deki bir hava üssünden havalanıp Lazkiye’yi vurmuştu. İkincisine göre ise yine İsrail Akdeniz’deki bir denizaltıdan ateşlediği Scud füzeleri ile hedefi vurmuştu.

İsrail’in bu arada suskun kalması da senaryo üzerine senaryo yazılmasına neden olmuştu.

İsrail Savunma Bakanı Moshe Yaalon, 16 Temmuz’da bir açıklama yaparak, saldırıyla ülkesini ilişkilendiren tüm haberleri yalanladı. Böylece Lazkiye saldırısı faili meçhul oldu.

Diğer taraftan Lazkiye ile ilgili istihbaratın Türkiye üzerinden gittiğine ilişkin iddialar giderek güçleniyor.

JÖNTÜRK’ün edindiği bilgilere göre Haziran ayı sonunda Özgür Suriye Ordusu’nun Türkiye’de bulunan üst düzey komutanlarından Malik el-Kürdi, Türk istihbaratı ile temasa geçerek ABD’nin Ankara’daki askeri ataşesiyle görüşmek istediğini ve Lazkiye ile ilgili çok önemli bir bilgi paylaşacağını söyledi.

Lazkiye’deki askeri üste hala görev yapan arkadaşlarından edindiğini söylediği bu bilgi Yakhont SS-N-26 füzeleriyle ilgiliydi ve Türk askeri istihbarat yetkilisinin girişimleriyle el-Kürdi, ABD askeri ataşesiyle Ankara’da görüştü ve elindeki bilgileri iletti.

Bu görüşmeden bir hafta sonra da Lazkiye’ye saldırı gerçekleşti.

JONTURK (.) COM : Çeçen bombacı için fotoğraf savaşları !


tsarnaev3

Boston Maratonu’nu kana bulayan Çeçen kardeşlerden Dzhokhar (Cafer demeyeceğiz) Tsarnaev’in Rolling Stone dergisine kapak olmasına tepkiler sürüyor. Dergi özellikle Boston’da boykot edilirken bir polis fotoğrafçısı, Tsarnaev’in yakalandığı sıradaki bazı fotoğraflarını servis etti.

Dzhokhar Tsarnaev, Boston Maratonu’ndaki kanlı eylemden sonra saklandığı bir botta ele geçirilmişti. Polisin servis ettiği fotoğraflarda Tsarnaev, ellerindeki, yüzündeki kanlar, bitkin hali ile kafasına kilitlenmiş keskin nişancının ışığının gölgesinde teslim olurken görülüyor.

tsarnaev2

tsarnaev1

Fotoğrafları servis eden polis fotoğrafçısının görevine son verildiği haber verildi.

Dzhokhar, bu ay içinde çıktığı mahkemede suçsuz olduğunu söylemişti.

Rolling Stone dergisi de tam mahkeme tarihine denk gelen son sayısında Çeçen bombacıyı kapağına taşımıştı:

tsarnaevrollingstone

JONTURK (.) COM : Erdoğan azarladı, ipler kopma noktasında !


erdogansuudelfaysal1

Türkiye ile Suudi Arabistan arasında Mısır gerginliği… AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el Faysal’ı yüksek sesle azarlayınca iki ülke arasındaki gerilim doruk noktasına çıktı. İşte JÖNTÜRK farkıyla detaylar:

Edindiğimiz bilgilere göre Mısır’da Muhammed Mursi ve de Müslüman Kardeşler’e karşı yapılan darbeden birkaç gün sonra Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el Faysal, Erdoğan’ı arayarak Kral Abdullah’ın konuyla ilgili mesajını iletti.

Suud el Faysal, ülkesinin, Mısır’da Mursi’ye karşı girişilen hareketi desteklediğini belirtirken Erdoğan’ın bağırarak şu sözleri sarf ettiği öğrenildi:

Bunu nasıl yaparsınız. Siz şeriatla yönetilen ve Müslümanları ve İslamı destekleyen bir ülkesiniz. Şimdi kalkmış seçimle işbaşına gelmiş İslamcı bir liderin devrilmesini destekliyorsunuz.

(Yukarıdaki sözler birebir aynen Erdoğan tarafından söylenmiştir. Sözlerde yoruma kaçabilecek ya da başka anlamlara çekilecek en küçük bir oynama yoktur.)

Erdoğan’ın bu sinirli çıkışının ardından Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerde (özellikle bu ülkeden AKP’ye söz verilen bazı akçal konularda) bir tıkanma yaşanıyor.

NOT: Erdoğan’ın Suud El Faysal’a üzerinde Filistin haritası bulunan pastadan yedirdiği anı görüntüleyen fotoğraf Aralık 2012 tarihinde çekilmiştir.

JONTURK (.) COM : İşte hortumcu bankalar !


Bugüne kadar hep gizlendi… Kimse, Şubat 2001′de Türkiye’yi mali iflasa götüren süreçte Merkez Bankası’ndan 5 milyar dolar hortumlayan bankaların adlarını öğrenemedi… Verilen soru önergelerine, bazı milletvekillerinin çabalarına rağmen bu bankaların listesi bir türlü açığa çıkarılamadı. Fakaaaaat, JÖNTÜRK, büyük bir gazetecilik başarısına imza atarak işte bu hortumcu bankaların listesini ele geçirmeyi başardı (Haber bombardımanına devam)… İşte detaylar eşliğinde bugüne kadar bir türlü açıklanmayan o bankaların listesi:

Bilindiği gibi Şubat 2001 krizi, Türkiye tarihinin en önemli dönüm noktalarından biriydi…

Birçok banka yapılacak devalüasyonun kokusunun alıp Merkez Bankası’nı hortumlayınca, Türkiye, çok büyük bir mali iflas yaşamış, hatta hükümet bile bu nedenle erken seçime gitmişti.

O dönümde, Merkez Bankası kasalarına saldıran ve milyarlarca dolar tutarında döviz çeken bankaları soruşturan bilirkişi Servet Taşdelen tarafından adları verilmeden (1 nolu banka, 2 nolu banka, 3 nolu banka… şeklinde) olaya adları karışan bankalar listelenmişti.

Hortumcu bankalar için verilen soru önergesi

Bu listedeki açık adlar için bugüne kadar birçok soru önergesi verildi, ancak bu bankalar “bankacılık sırrı” denilerek açıklanmadı. Hatta ve hatta TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun banka adlarını öğrenmeye yönelik çabaları bile sonuçsuz kaldı.

Soru önergesine verilen “bilgiler gizlidir” yanıtı

İşte JÖNTÜRK, bugüne kadar kimsenin ulaşamadığı bu listeye ulaştı ve hortumcu 21 bankanın adlarını tek tek tespit etti…

İşte o liste:

YETKİLİ KATILIMCI
ÜÇ GÜNLÜK NET ALIŞ (USD):
1 NO'LU BANKA (CİTİBANK)
1.063.800.000
2 NO'LU BANKA (DEUTSCHE BANK)
764.000.000
3 NO'LU BANKA KOÇBANK)
426.000.000
4 NO'LU BANKA (TEB)
411.000.000
5 NO'LU BANKA (YAPI KREDİ)
383.700.000
6 NO'LU BANKA (CHASE&MANHATTAN)
332.600.000
7 NO'LU BANKA (OSMANLI BANKASI)
269.000.000
8 NO'LU BANKA (DIŞBANK)
258.700.000
9 NO'LU BANKA (HSBC)
254.900.000
10 NO'LU BANKA (WLB)
227.200.000
11 NO'LU BANKA (GARANTİ BANKASI)
199.000.000
12 NO'LU BANKA (ABN AMBRO)
135.000.000
13 NO'LU BANKA (FİNANSBANK)
121.000.000
14 NO'LU BANKA (İŞ BANKASI)
95.000.000
15 NO'LU BANKA (TÜRKBANK)
90.900.000
16 NO'LU BANKA (İKTİSAT BANKASI)
67.700.000
17 NO'LU BANKA (TEKSTİLBANK)
58.300.000
18 NO'LU BANKA (CSFB)
50.000.000
19 NO'LU BANKA (INTERBANK)
42.300.000
20 NO'LU BANKA (AKBANK)
27.000.000
21 NO'LU BANKA (TAIB BANK)
25.000.000
NOT: Bu haber JÖNTÜRK stili araştırmacı ve karıştırmacı gazetecilik ürünüdür... Kaynak göstermeden kullanmak kesinlikle yasaktır...

JONTURK (.) COM : TAYYİP’İN Serveti şaha kalktı !


AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mal varlığı bildirimleri gözüne alındığında 1994′ten bugüne servetinde çok büyük bir artış olduğu görülüyor (2012 yılı daha açıklanmamış). İşte ilginç detaylarla resmi olarak 1000 misline ulaşan o mal varlığı:

Erdoğan ilk mal beyanını 1994 yılında verdi.

..Ve Erdoğan 1995 yılında ikinci mal beyanında bulundu.

Bu beyanda 1994 yılındakinde bulunan maltepe’deki daire artık yoktu, ancak eşi Emine Erdoğan adına 29 Aralık 2004 tarihinde 469 milyon 863 bin liraya alınan Ford Escort otomobil 700 milyon değer gösterilerek yer alıyordu.

İlginç bir biçimde yeni alınan bir otomobilin ertesi gün satılmak istense ikinci el araç sınıfına düşeceği ve fiyatının azalacağı yerde Emine Erdoğan’ın otomobili 10 gün içinde (mal beyanını otomobil alındıktan 10 gün sonra verdi) iki misli değer kazanıyordu.

Bundan sonraki mal beyanı 1997 yılında açıklandı:

1998 yılında düzenlenen mal beyannamesi de şöyleydi:

Burada dikkat çeken nokta Burak Gıda hisselerine yer verilmemesi ve otomobilin Passat olarak bildirilmesiydi.

…Ve Erdoğan bundan sonra 2001 yılında mal beyanında bulundu.

Erdoğan 2002 seçimlerinden hemen önce gazetecilere mal varlığının 1 milyon dolar civarında olduğunu söylüyordu. Bu sözler üzerine inceleme başlatan Mülkiye Müfettişleri Erdoğan’ın 1998-2001 yılları arasında servetinin yaklaşık 10 kat arttığını ortaya çıkarıyorlardı. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Erdoğan’ın mal varlığındaki ciddi artışın soruşturulmasını talep ediyordu. Bu talep üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı, Erdoğan hakkında “Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Yasası”na muhalefet suçundan Erdoğan hakkında dava açıyordu. Bu davada 5-10 yıl arasında hapis istemiyle yargılanan Erdoğan, AKP iktidara geldikten sonra ilginç bir biçimde “yeterli delil bulunamadığı” gerekçesiyle beraat ediyordu.

Bundan sonraki mal beyanları 2003 ve 2005 yıllarında yapıldı.

Şimdi burada bir parantez açalım. İlk beyandan son beyana Erdoğan’ın servetindeki artış son beyan ile iyice ortaya çıkıyordu. İşte gazeteci Nedim Şener’in milliyet’teki yazısına göre bu artışın nedeni:

Erdoğan’ın 1994′teki beyanına göre milyarderlikten TL bazında trilyonerliğe yükselmesinde en önemli adımı, 2005 yılı şubat ayında Ülker ürünleri dağıtımı yapan şirketlerinin ortaklık hisselerini satışı oluşturdu. Trabzon’da aynı işi yapan Ahmet Günaydın adlı kişi, Erdoğan’ın da ortağı olduğu Emniyet Gıda, İhsan Gıda ve Yenidoğan Gıda A.Ş adlı şirketleri satın alırken, bu şirketlerdeki hisseleri karşılığında Başbakan 1.2 trilyon lira gelir elde etti.

Başbakan şirket kurdu

Bu şirketlerin her üçü de Ülker’in muhtelif ürünlerinin bayiliğini yapmaktaydı. Emniyet Gıda Ülker’in biskuvi ve çikolata, İhsan Gıda ise Ülker’in süt, yağ ve yoğurt ürünlerini dağıtmaktaydı. Erdoğan Yenidoğan Pazarlama A.Ş.’yi ise 2003 yılında başbakan koltuğunda otururken kurmuştu. Başbakan’ın bu şirketi de Ülker’in

Cola Turka, Çamlıca gibi meşrubat ürünlerini dağıtıyordu.
Emniyet Gıda’nın sermayesinin 2004 yılında 350 milyar liradan 1.5 trilyon liraya çıkarılmasında ise tanıdık bir şirket devreye girdi. Ülker grubuna ait Family Finans Kurumu’nun (FFK), Emniyet Gıda’nın Samandra’daki 4 bin metrekare kapalı alanı olan binasını 1.5 trilyon liraya satın aldığı ortaya çıktı.

Gayrimenkul işi

Bu satışın ilginç bir öyküsü var. 22 Eylül 2004 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde (TSG), Emniyet Gıda A.Ş’nin 13 Eylül 2004′te olağanüstü toplanan genel kurulunda 350 milyar TL olan şirket sermayesinin 1 trilyon 500 milyar liraya çıkarılmasının kararlaştırıldığı duyuruldu. Duyuruya göre, sermayenin yüzde 60′ı A Grubu hissedarlara, yüzde 40′ı da B Grubu hissedarlara ait oldu.

Ancak sermayenin 350 milyar liradan 1.5 trilyon liraya çıkarılmasında izlenen yöntem nakit ödeme değil, gayrimenkul satışı oldu. Vergi yasaları gereği, sermayeye eklenmek şartıyla iki yıl elde tutulan gayrimenkullerin satış gelirleri vergiden muaf oluyor. Böylelikle 31 Şubat 2002′de şirketin 418 milyar liraya satın aldığı ve tapusu Emniyet Gıda A.Ş üzerine kayıtlı bulunan Kartal Samandıra Eyüp Sultan Mahallesi’nde 4897 metrekare alanı bulunan 8 katlı bina 1.5 trilyona satılarak sermayeye katıldı. Bu durumda söz konusu taşınmazın iki buçuk yıla yakın bir süre içinde neredeyse dört kat değer kazandığı anlaşılıyor.

Yeminli müşavir onayı

Faaliyeti Ülker ürünleri dağıtımı olan Emniyet Gıda’nın bu binasını satın alan da yine bir Ülker Grubu firması olan Family Finans Kurumu (FFK) Fon Kiralama A.Ş oldu. Bina 10 Ağustos 2004′te Emniyet Gıda’nın kestiği C087804 numaralı fatura ile FFK’nın oldu.

1.5 trilyon liradan yasal indirimler yapıldıktan sonra 1 trilyon 115 milyar liranın sermayeye eklenebileceği, yeminli mali müşavir Vedat Demiröz’ün (Refahyol döneminde Aralık 1996′da Türkiye Kalkınma Bankası’nın denetim kuruluna atanmıştı) raporuyla onaylandı.

Yasal indirimler yapıldıktan sonra, ortakların payına hisseleri oranında düşen payların tamamı sermayeye eklendi. Böylece şirketin sermayesi 350 milyar liradan 1.5 trilyona yükseldi.

Artırım ve satış

Sermaye artırımı 13 Eylül 2004 tarihinde yapıldı. Yaklaşık 4.5 ay sonra 2 Şubat tarihinde Erdoğan, 1.5 trilyon lira sermayeli Emniyet Gıda, 5 milyar lira sermayeli İhsan Gıda ve 100 milyar sermayeli Yenidoğan Gıda şirketlerinin her birindeki Erdoğan ailesine ait paylar 3 trilyon lira karşılığında Ülker’in Trabzon bayisi Ahmet Günaydın’a satıldı. Günaydın, bu parayı, üç şirkette de eşit paya sahip olan Başbakan Erdoğan’ın yüzde 12, kardeşi Mustafa Erdoğan’ın yüzde 9 ve eniştesi Ziya İlgen’in yüzde 9 oranındaki hisseleri için ödedi.

Satış 2-3 Şubat 2005 tarihinde gerçekleşti. Erdoğan’ın payına, yüzde 12 hisse karşılığında 1.2 trilyon lira düştü.

Bu arada 2004 yılında ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden Washington’a Büyükelçi Eric Edelman imzasıyla “çok gizli” kayıtlı şu notu da hatırlatmakta yarar var:

AKP iktidara yolsuzlukların kökünü kazıyacağını söyleyerek geldi. Halbuki AKP’lilerin bize anlattığına göre, partinin ulusal, bölgesel ve yerel seviyesinde ve bakanların aile üyeleri arasında çıkar çatışmaları ve ciddi yolsuzluklar var. İki ayrı kaynaktan edindiğimiz bilgiye göre, Erdoğan’ın İsviçre bankalarında sekiz ayrı hesabı var. Erdoğan’ın varlığının oğlunun düğününde gelen hediyeler ve dört çocuğunun okul masraflarını karşılıksız ödeyen Türk işadamından kaynaklandığını söylemesi ise çok yüzeysel.

Tabii ki, bu gizli hesaplara ilişkin hiçbir kanıt bulunamıyordu.

Bundan sonraki mal beyanları 2006, 2007, 2010 ve 2011 yıllarında yapıldı:

2006 Yılı:

‘Taşınmaz mal bilgileri: Arnavutköy-Bolluca Köyü 376 metrekare arsa (40 bin YTL), Güneysu-Dumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (10 bin YTL)

-Banka ve menkul değerler: Banka hesaplarında 1.361.290 YTL (Şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı), nezdinde 120.000 ABD Doları.

Eşine ait taşınır mal bilgileri: 2006 model Wolkswagen Passat araba, muhtelif takılar (35.640 YTL)

2007 yılı:

‘Arnavutköy-Bolluca Köyü 376 metrekare arsa (40 bin YTL), Güneysu-Dumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (10 bin YTL).

-Banka ve menkul değerler: Banka hesaplarında 1. 803.854 YTL ile 9.890 Euro (Şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı),

-Alacaklar: 312.500 YTL

-Eşine ait taşınır mal bilgileri: 2006 model Wolkswagen Passat araba’

2010 Yılı:

A- TAŞINMAZ MAL BİLGİLERİ

1-Arnavutköy-Bolluca Köyü 376 metrekare arsa (40 bin TL)

2-Güneysu-Dumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (10 bin TL)

B- BANKA VE MENKUL DEĞERLER

Banka hesaplarında 2.366.109,95 TL (Şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı.)

C- ALACAKLAR

500.000 TL

2011 Yılı:

A- TAŞINMAZ MAL BİLGİLERİ

Güneysu-Dumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (Maliyeti 10 bin TL)

B- BANKA VE MENKUL DEĞERLER

Banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $

C- ALACAKLAR

500.000 TL.

Mal beyanları bile dikkate alındığında Erdoğan’ın mal varlığında çok büyük bir artış olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Bu arada JÖNTÜRK’ün edindiği bilgilere göre geçen yıl Mülkiye Müfettişleri bu artışa ilişkin yeni bir araştırma başlattılar. Araştırmanın gizlilik içinde halen sürdürüldüğü öğrenildi.

Gelelim Erdoğan’ın çocuklarının mal varlıklarına. Bu konuda şunları hatırlatalım:

Erdoğan’ın çocuklarının da büyük bir serveti olduğu biliniyor. Basına yansıyanlara göre Erdoğan’ın oğulları Ahmet Burak ile Bilal Erdoğan, 2006 yılında İstanbul’da 1 milyon YTL’ye villa satın aldılar. Bilal Erdoğan ve eşi Reyyan Erdoğan 261 bin 500 dolara ABD’de de bir ev sahibi oldular.

Erdoğan’ın oğlu Ahmet Burak, Erdoğan’ın başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra kurduğu Yenidoğan Gıda AŞ’de 2005 rakamlarıyla “500 milyon lira dolayında” maaş alıyordu. Ahmet Burak Erdoğan’ın yüzde 50 hissesine sahip olduğu MB Denizcilik Taşımacılık Limited Şirketi, Safran 1 adlı kuru yük gemisini satın aldı. 95.54 metrelik, 4 bin 300 tonluk gemi 2 milyon 350 bin dolara mal oldu. Geminin 500 bin dolarını peşin ödeyen Ahmet Burak Erdoğan, geri kalan kısmını 36 ay taksitle ödeyecekti.

Erdoğan’ın çocuklarının bunun dışında servetinin büyüklüğü ayrıntılı olarak bilinmiyor.

Ve de son söz niyetine: Forbes Dergisi 2009 yılında dünyanın en zengin liderleri sıralamasında Erdoğan’ı en zengin 8′inci lider olarak gösterdi. Erdoğan, sıralamadik yeriyle Monako Prensi ve Norveç Kralını bile geride bıraktı.

JÖNTÜRK klavyeleri haber bombardımanına devam ediyor… Evet JÖNTÜRK, bir kez daha karıştırmacı ve araştırmacı gazeteciliğin en güzel örneklerinden birini sergileyerek AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mal varlığını açıklıyor (O, çark ederek, açıklamayacağını söyledi)… Hem de hiç bir şüpheye mahal bırakmayan gizli kasalarda saklı belgeler eşliğinde… Evet tut nefesini Türkiye, Erdoğan’ın mal varlığına ilişkin belgeleri takır takır yayımlıyoruz…

Evet Erdoğan, siyasi tarihinde ilk mal beyanını 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra veriyordu.

1994 Mal Beyanı

Bu ilk mal beyanına göre, Erdoğan’ın kendisine ait İstanbul Bolluca köyünde 376 metrekare arsası (100 milyon lira), kendisine ait Rize Güneysu’da 2 bin metrekare tarlası (500 milyon), kendisine ait Kulaksız mahallesi Beyoğlu’nda 65 metrekare dairesi (200 milyon lira), kendisine ait İstanbul Maltepe’de dairesi (500 milyon lira), kendisine ait 100 bin Alman markı (2 milyar 100 milyon lira), kendisine ait 50 bin doları (1 milyar 600 milyon lira), Burak Gıda Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden yüzde 10 hisse, eşi Emine Erdoğan’a ait 10 adet altın bilezik (50 milyon lira), eşine ait 1 adet beşibirlik (50 milyon lira).

O dönemde ABD dolarının 320 bin lira olduğu dikkate alındığında Erdoğan ailesi o tarihlerde Burak Gıda’dan alınan kâr payı hariç 169 bin dolarlık bir mal varlığına sahipti (Bugünkü değerle 230 bin YTL civarında)..

Erdoğan, 10 Ocak 1995 yılında ikinci kez mal beyanında bulunuyordu. Burada, önceki mal beyanına göre iki değişiklik göze çarpıyordu.

1995 yılındaki mal beyanı belgesi

Erdoğan’ın mal beyanında 1994 yılındakinde bulunan Maltepe’deki daire artık yoktu, ancak eşi Emine Erdoğan adına 29 Aralık 2004 tarihinde 469 milyon 983 bin liraya alınan Ford Escort otomobil 700 milyon değer gösterilerek yer alıyordu.

Emine Erdoğan’a alınan otomobilin faturası

Evet, ilginç bir şekilde yeni alınan bir otomobilin ertesi gün satılmak istense ikinci el araç sınıfına düşeceği ve fiyatının artacağı yerde Erdoğanlar’ın Fort Escort otomobili 10 gün içinde iki misli değer kazanıyordu.

Bu mal beyanında ayrıca, Rize’deki tarla, Beyoğlu’ndaki daire ve İstanbul Bolluca’daki arsa da iki misli değer kazanmış olarak gösteriliyordu (Böylece bugünkü rakamlarla mal varlığı toplamı yaklaşık 500 bin YTL’ye ulaşıyordu).

Erdoğan’ın bundan sonraki mal bildirimi 10 Mayıs 1997 tarihinde yapılıyordu. Bu bildirimde öncekine oranla küçük bazı değişiklikler göze çarpıyordu.

1997 yılındaki mal bildirimi belgesi..

Bu mal bildiriminde Emine Erdoğan’ın otomobilini değiştirdiği (Opel’e transfer olduğu), Burak Gıda’nın listeden çıkarıldığı ve yerine Emniyet Gıda’nın yüzde 40 hissesinin konulduğu görülüyordu.

Daha önceki mal beyanlarında gösterilen taşınır ve taşınmaz malların da iki yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 100 civarında (Bu artış oranı Emine Erdoğan’ın bileziklerinde neredeyse yüzde 1500 civarında) artış gösteriyordu (Bugünkü değerlerle mal varlığı 1 milyon YTL civarında)…

Recep Tayyip Erdoğan, belediye başkanlığı görevinin sona ermesinden tam 25 gün sonra 1 Aralık 1998′te de mal bildiriminde bulunuyordu.

1998 yılındaki mal beyanı belgesi..

Erdoğan’ın bu yeni mal beyanından Beyoğlu Kulaksız’taki evi, eşi Emine Erdoğan üzerine kayıtlı Opel otomobili sattığı ve bunların yerine kendi üzerine 1998 model Passat otomobil ve Samandıra’da 1800 metrekare arsa satın aldığı anlaşılıyordu.

Erdoğan ayrıca, bir yıl önce yüzde 40 hissesine sahip olduğu Emniyet Gıda’nın bu sefer 40 milyar değerle yüzde 20′sine sahip görünüyordu (O günkü değerlerin bugünkü karşılığı olarak servet 1 milyon 500 bin YTL civarında).

Erdoğan 1994-1998 yılları arasındaki belediye başkanlığı döneminde toplam 13 milyar 846 milyon 346 bin 113 lira da maaş almıştı.

Büyük artış...

Erdoğan AKP’nin kuruluşundan yaklaşık bir ay sonra 10 Eylül 2001 tarihinde bu kez AKP Genel Başkanı sıfatıyla yeni bir mal beyanında bulunuyordu.

2001 yılındaki mal beyanı

Bu beyanda Erdoğan’ın Bolluca beldesinde 376 metrekare arsası (40 milyar değerle), Rize Güneysu’da 2 bin metrekare arazisi (10 milyar değerle), yüzde 12 şirket ortaklığı (95 milyar lira), yüzde 12 şirket ortaklığı (25 milyar lira), yüzde 12 şirket ortaklığı (1 milyar lira), 340 bin ABD doları, 130 bin Alman markı, 174 adet Cumhuriyet altını (14 milyar 300 milyon lira), eşi Emine Erdoğan’a ait muhtelif takılar (7 milyar 800 milyon lira), Emine Erdoğan’a ait Passat otomobil (10 milyar lira) mal varlığı olduğu belirtiliyordu.

Beyanın en ilginç bölümü de kuşkusuz Erdoğan’ın oğlu Burak’a 220 bin ABD doları ve 55 bin Alman markı borçlu olduğunun gösterilmesiydi.

2001 yılındaki mal varlığı belgesi

Erdoğan seçimler öncesinde gazetecilere verdiği bir demeçte mal varlığının 1 milyon dolar civarında olduğunu söylüyordu. Bu sözler üzerine inceleme başlatan Mülkiye Müfettişleri, Erdoğan’ın 1998 ile 2001 yılları arasındaki servetinin yaklaşık 10 kat arttığını ortaya çıkarıyorlardı.

Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Erdoğan’ın malvarlığındaki ciddi artışın soruşturulmasını talep ediyordu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Yasası’na Muhalefet” suçundan Erdoğan hakkında dava açıyordu.

…Ve de bu davada 5 yıl 10 ay hapis istemiyle yargılanan Erdoğan, AKP iktidara geldikten sonra ilginç bir biçimde “Yeterli delil bulunamadığı” gerekçesiyle beraat ediyordu.

Fakaaat, Erdoğan’ın malvarlığındaki gözle görülür artış (Bugünkü rakamlarla 2 milyon YTL, 1,5 milyon dolar civarında) JÖNTÜRK’ün yayımladığı bu belgelerde açıkça belli oluyordu. Hem de, yapılan onamalarla, değeri artırılan arabalarla, oğluna borçlu gözüküp kaçırılan rakamlarla….

NOT: Su uyur JÖNTÜRK uyumaz…

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!