Etiket arşivi: İRTİCA DOSYASI

İRTİCA DOSYASI : Almanya’da ‘burkini’ davası


Almanya’da bir Müslüman kız öğrencinin, okulda yüzme derslerine katılmak istememesi ile başlayan ve yargıya taşınan tartışmada Federal İdare Mahkemesi kararını verdi. Müslüman toplumun temsilcileri kararı değerlendirdi.

İsteyen Müslüman kız öğrencilerin, haşema giyerek yüzme derslerine katılabileceklerine işaret eden mahkeme, öğrencilerin dini gerekçelerle yüzme derslerinden muaf tutulmaları yönündeki talebi kabul etmedi.

Davacı ailenin avukatı Klaus Meissner, okula karşı açtıkları davada, 20 yıl önce yine Federal İdare Mahkemesi tarafından alınan bir karara işaret etmiş, okullarda yüzme derslerine katılan öğrencilere cinsiyete göre ayrı ders imkânı sunulmuyorsa, öğrencilerin dersten muaf tutulma haklarının bulunduğunu savunmuştu.

Ancak davanın temyiz öncesinde görüldüğü Hessen Eyalet Mahkemesi, okulun tutumunu haklı bulurken, "uyumun" önemini vurgulamış, öğrencilerin Almanya’daki seküler ve çoğulcu yaşama hazırlanmasının öneminin altını çizmişti. Avukat Meissner, ‘karma eğitimin cinsiyetler arası saygın bir ilişkinin oluşması için zorunlu olmadığını’ savunsa da, mahkemeyi ikna edemedi.

Hangisi öncelikli?

Federal İdare Mahkemesi’nın kararı sonrasında ise Almanya’da bu kez ‘bireylerin inanç özgürlüğünün mü, yoksa Anayasa gereği çocuklara eğitim sağlama yükümlülüğünün mü’ önde geldiği tartışması başladı.

Almanya Müslümanları Merkez Konseyi Başkanı Ayman Mazyek, Deutsche Welle mikrofonlarına alınan kararın İslami kurallara göre "makul" olduğunu anlattı:

"Alınan bu karar konusunda, haşema giyilmesinin İslami olarak makul olduğunu düşünüyoruz. Ancak bireysel vakalarda, inanç ve vicdan konularının da dikkate alınması gerekir. Tabi böyle durumlarda alınan karardan farklılaşmalar olabilir. Karma gruplarda yüzme dersine katılmak istemediğini söyleyenler olursa, bu konuda anayasal hakların dikkate alınması gerekir. Şu anda aslında dini cemaatlerin ya da kişilerin uyumundan çok toplumun bu konuda gösterdiği tolerans ve anayasal olarak zaten güvence altında bulunan hakların uygulanması konusu tartışılıyor. Din ve inanç özgürlüğü temel haktır ve korunmalıdır."

‘Din şahsi bir konudur’

Bremen Üniversitesi Kültürlerarası Eğitim kürsüsü öğretim üyelerinden Profesör Yasemin Karakaşoğlu, dinin her şeyden önce şahsi bir konu olduğunu belirtiyor. Karakaşoğlu bununla birlikte kişilerin dini hassasiyetleri ve devletin eğitim sorumluluğu arasında bir orta yolun bulunması gerektiğini belirtiyor:

Kızların futbol aşkı

"Tüm insanların bedenleri, soyunma ya da karşı cinsle iletişimler konularında aynı fikirde olması beklenemez. Ve uyum zorla empoze edilemez. Her iki tarafı da memnun edebilecek pragmatik çözümler bulunabilir. Özellikle uyum konusunda zorunluluklara değil pragmatik düşünceye ihtiyaç var."

Leipzig Federal İdare Mahkemesi, isteyen kız öğrencilerinin haşema giyerek de erkek öğrencilerle yüzme dersine girebilecekleri yönünde aldığı kararı uzlaşmacı bir çözüm olarak nitelendiriyor. Mahkeme bu kararla ‘devletin çocuklara eğitim sağlama yükümlülüğü’ ile ‘bireysel inanç özgürlüğü’ ilkeleri arasında pratik bir çözüm bulduğunu belirtiyor.

Almanya Türk Toplumu isimli sivil toplum kuruluşunun başkanı Kenan Kolat da alınan kararı desteklediklerini ve Müslüman öğrencilerin toplumsal hayatın bir parçası olması gerektiğini vurguladı.

İRTİCA DOSYASI : İspanya’da “aşırı dinci Müslüman” el kitabı


İspanya İçişleri Bakanlığı’ndan İslam ülkelerini kızdıracak karar.

İspanya İçişleri Bakanlığı İslam ülkelerini bir kızdıracak karar alarak, Emniyet teşkilatına “Aşırı dinci Müslüman nasıl belli olur?” başlıklı bir el kitapçığı dağıttı. Bakanlık ülke genelinde bir takip başlattı.

Bakanlık, pilot bölge olarak Barselona kentini seçti.

Oluşturulan el kitapçığında aşırı dinci Müslümanların robot çizimleri yapıldı ve buna uyan kişilerin hemen takip altına alınması istendi.

İŞTE İSPANYOL GAZETESİNDE YER ALAN O HABER

Barselona polisinin sürekli üzerinde taşıyacağı el kitabındaki aşırı dinci Müslüman’ın tarifi ise şöyle yapılıyor: Kısa bıyıkları 5 ila 10 santimetre sakalları vardır, şalvar tipi pantolon giyerler, işyerleri alkollü içecek satan bölgelerden uzak olur, çocukları okulda jimnastik çalışmalarına katılmaz ve Ramazan’da oruç tutarlar, genelde topluma entegre olmaz kendi aralarında dostluk kurarlar.

El Periodico gazetesi tarafından kamuoyuna açıklanan haberde, Katalunya yerel yönetiminin, Barselona’nın Güney Avrupa’nın yeni bir aşırı dinci üssü haline geldiğine dikkat çekilerek polislerin bu kişilerin yasadışı faaliyetlere girmesini önlemek için el kitabına gerek duyulduğu belirtildi.

Uluslararası insan hakları örgütleri ise polise dağıtılan bu el kitapçıkları ile bir Müslüman avı başlayacağına işaret ederek bu uygulamanın yasadışı olduğunu savundu.

Katalan polisi bir süre önce da çarşaf giyen kadınların belirlenerek fişlenmesini öngören bir kararnameyi uygulamış ve Katalunya’daki tüm çarşaflı kadınları takip altına almıştı.

İRTİCA DOSYASI : ‘Gidin’ dedi ülke karıştı


Danimarka’da Liberal Parti Uyum Sözcüsü ve Eski Çalışma Bakanı İnger Stöjberg’in, "Ülkeye uyum sağlamak istemeyen ve halkın huzurunu bozan Müslümanlar kendilerine yaşayacak başka ülke bulsunlar" sözleri, büyük tartışmaları da beraberinde getirdi.

‘Gidin’ dedi ülke karıştı

Gerek görsel medya gerekse sosyal sitelerde Stöjberg’in sözleri tartışılmaya başlandı. Müslümanlar Stöjbörg’e sözlü ve yazılı tepkilerde bulunurken, Danimarka halkı da ikiye ayrıldı. Ekstra Bladet Gazetesi şeriatı savunan Bosnalı Adnan Avdic ile İnge Stöjberg’i Veb TV’de bir araya getirdi. Adnan Avdic, Stöjberg ile el sıkışmadı ancak yanında getirdiği çiçekleri sundu. Hararetli geçen tartışmada Stöjberg, Müslümanlara karşı olmadığını çok sayıda Müslüman asıllı dostu olduğunu belirterek, şeriatı savunanların Sudi Arabistan gibi başka ülkelerde yaşayabileceklerine dikkat çekti.

ÇOK SAYIDA MÜSLÜMAN DOSTUM VAR

Stöjberg, "Ben Müslümanlar ille de bizim kültürümüzü alsın demiyorum ama bizim değerlerimize saygı göstersinler diyorum. Ben örneğin evimin duvarına Hz.Muhammed’in resmini çizdirebilirim. Buna kimsenin karışma hakkı yok" deyince, Adnan Avdic, "Senin böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. Çünkü buna tepki gösterenler olabilir. Sen ırkçılık ve ayrımcılık yapıyorsun. Sen örtünmüyorsun cehennemde yanacaksın" dedi.

Stöjberg ise Advic’in sözlerinin tehdit içerdiğini, Danimarka halkına karşı terörü teşvik ettiğini söyledi. Tartışma iki tarafın hiçbir şekilde anlaşamaması ile son buldu.

Öte yandan İnge Stöjberg’e sosyal medya ve gazetelerdeki yorumlarıyla destek veren Danimarkalılar ve Türkler, Adnan Advic’in tüm Müslümanları temsil etmediğini, Danimarka’ya tam uyum sağlamış Müslümanların bulunduğunu yazdı.

Bazı Danimarkalılar ve Müslümanlar ise Stöjberg’in tartışmayı, özellikle Ramazan ayında başlatmasına dikkat çekti.

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!