Etiket arşivi: HRANT DİNK DAVASI

HRANT DİNK DAVASI : Dink cinayetinde MİT’e devlet sırrı sorusu


"Hrant Dink cinayeti"nin faili Ogün Samast’ın, "terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık ve cinayet suçundan da hükümlü Ogün Samast ile avukatı Levent Yıldırım katılmadı.

Duruşmada, Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu hazır bulundu.

Duruşmada celse arasında mahkemeye gelen yazılar okundu.

Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıya verilen cevapta, Hrant Dink cinayetine ilişkin soruşturmanın sürdüğü ve gizlilik kararının da devam ettiği bildirildi.

Daha sonra duruşmada söz alan avukat Hakan Bakırcıoğlu, TBMM’nin, 27 Ağustos 2013 tarihli yazısında, MİT tarafından gönderilen söz konusu belgelerin devlet sırrı niteliğinde olup olmadığı hususunda kurumlarında bir bilgi bulunmadığını belirttiklerini ifade ederek, "Anlaşılmıştır ki MİT bu bilgileri gönderirken devlet sırrı niteliğinde olduğunu belirtmemiştir. Bu sebeple Hrant Dink cinayetinin tüm boyutlarıyla aydınlatılmasına ilişkin bilgilerin müdahil olarak bize verilmesi gerekliliği nedeniyle evrak ve CD’lerin tarafımıza verilmesini talep ediyoruz" dedi.

Aranın ardından taleplere ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, İstanbul TMK. 10. maddesiyle yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazarak, sanık Ogün Samast ile ilgili TİB’den gelen görüşme dökümlerinin yer aldığı belgelerin taraf vekillerine verilmesinde bir sakınca olup olmadığının sorulmasına hükmetti.

Heyet, Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) da yazı yazılarak, kurumun TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gönderdiği belgelerin devlet sırrı olup olmadığının sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi

HRANT DİNK DAVASI : Trabzon Jandarması’na ağır suçlama


Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin, Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink cinayeti davasında verdiği bozma kararı gereği sonrası İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlayan yargılamada hakkında yakalama emri çıkarılan Erhan Tuncel, tutuklanarak cezaevine konuldu.

14’üncü Ağır Ceza, Tuncel’i ‘kasten öldürmeye azmettirme’ suçundan beraat ettirmişti. Bu hükmü bozan 9’uncu Daire’ye göre, “yardım suretiyle” suça iştirak var. Ayrıca Tuncel, “suç örgütü üyesi olma” suçundan da ceza almalı. Yerel mahkeme, Tuncel’e isnat edilen “silahlı terör örgütü yöneticisi” iddiasını geçersiz saymıştı. Daire, 24 Ekim 2004 tarihli Trabzon’daki McDonald’s’ın bombalanması olayına dair kararı da bozmuştu. Tuncel’in bu olaydaki mahkumiyeti, “genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama” değil, “6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs” cürmünden olmalıydı.

Tuncel, yerel mahkemenin direnmesini istiyor: “Hiçbir örgüt üyesi kollukla çalışmaz. Ben bu sanıkların eylem yapmaması için 18 kez ihbar ettim. Eylemin talimatını da Yasin Hayal verdi. Eylemde kullanılan araç ve gereçleri de ben temin etmedim.” Tuncel’in İstanbul Kumburgaz’da yakalandığı gün, Star Gazetesi’nin 14’üncü sayfasında kendisiyle görüşülerek yapılan bir haber yayımlandı. Muhabir Helin Şahin’e, savunmasını hazırladığını ve 15 gün içinde teslim olacağını söylüyordu Tuncel: “Hakkımda tutuklama kararı çıkarsa diğer sanıklar da tutuklanmalı. Çünkü bozma kararı onları da kapsıyor. Savunmamda irtibatlı olduğum Trabzon polisi ile ilgili bilgiler vereceğim. Mahkemeye ‘emniyet yardımcı istihbarat elemanı’ olma sürecimle ilgili belgeler sunacağım. Trabzon Jandarmasının bu davada irdelenmesi lazım. Cinayetteki rolleri büyük.”

HRANT DİNK DAVASI : Büyük Abi yakalandı


Yeniden görülen Dink davasında aranan Erhan Tuncel önceki gün önemli iddialarda bulundu. "Ergenekon üstü bir yapılanma var" diyen Dink cinayetinin ‘Büyük Abi’si ertesi gün yakalandı

Erhan Tuncel‘in adı ilk olarak Hrant Dink cinayeti ile duyulmuştu. Polise muhbirlik yaptığı söylenen Tuncel, iddiasına göre Yasin Hayal ve Ogün Samast’ın, Dink’i vuracağını defalarca Trabzon emniyetine bildirmişti. Yaklaşık 5 yıl süren davanın sonunda ise Tuncel Dink cinayetinden beraat etti.

EŞOFMANLARLA YÜRÜYÜŞTEYDİ

Ancak Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili dava Yargıtay tarafından bozulunca, 17 Eylül’de yeniden görülmeye başlandı. Erhan Tuncel yakalama kararının çıktığı duruşmaya hastaneden aldığı 1 günlük raporu gerekçe göstererek katılmadı. Ardından da kendisinden haber alınamadı. Dün ise Tuncel bir gazeteye röportaj vererek "Trabzon Jandarması’nın bu davada irdelenmesi lazım. Bu iş Ergenekon üstü bir yapının işi" dedi. Bu arada ise İnfaz Büro Amirliği ekipleri, Tuncel’i yakalamak için harekete geçti. Tuncel’in bir kişi ile bağlantı kurduğu ihbarı üzerine takibe alınan bu kişi, ekipleri Tuncel’e götürdü. Dün 16.30 sıralarında Büyükçekmece Kumburgaz Celaliye Mahallesi 18 Mart Caddesi üzerinde, eşofmanlı bir halde yürüyüş yapan Tuncel yakalanarak gözaltına alındı.

BENİM İÇİN ŞEREFTİR

Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirilen Erhan Tuncel’in bugün İstanbul Adalet Sarayı‘na sevk edileceği öğrenildi. Tuncel emniyet girişinde basın mensuplarına, "Memlekete hizmet etmenin bedeli budur, Adnan Menderes‘in idam edildiği gün tutuklandık. Bu bizim için şereftir" diye bağırdı.

ERGENEKON ÜSTÜ BİR YAPILANMA VAR

38 gündür aranan Erhan Tuncel dün bir gazeteye önemli iddilarda bulunduğu bir röportaj vermişti. Dink cinayetinin Büyük Abi’si röportajda "Kaçmıyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kapsamlı bir dilekçe ile yeni savunmamı hazırlıyorum. 15 gün içinde bitirmeyi düşünüyorum. Tamamladıktan sonra hemen teslim olacağım. Savunmamda irtibatlı olduğum Trabzon polisi ile ilgili bilgiler vereceğim. Mahkemeye Emniyet Yardımcı İstihbarat Elemanı olma sürecimle ilgili belgeler sunacağım. Trabzon Jandarması’nın bu davada irdelenmesi lazım. Cinayetteki rolleri büyük. Bu iş Ergenekon üstü bir yapının işi. ‘Erhan Tuncel eşittir Hrant Dink cinayeti’ tablosu tamamen yanlıştır. Bu cinayetin devlet ile ilgisi yok" diye konuştu.

HRANT DİNK DAVASI /// Erhan Tuncel : Bağlantılarımı açıklarım


Hakkında cinayete iştirak suçundan yakalama kararı bulunan ‘Büyük Abi’ lakaplı Erhan Tuncel, “Savunmam bitince teslim olacağım. İrtibatta olduğum isimleri açıklayacağım. Dink cinayetinde jandarmanın rolü büyük” dedi.

Trabzon MC Donald’s dosyası kapsamında hakkında yakalama kararı çıkartılan katledilen Gazeteci Hrant Dink cinayeti davasının Büyük Abi’si Erhan Tuncel’i STAR buldu. Bir evde tek başına yaşayan Tuncel, “Kaçmıyorum” diyerek yeni belgeler sunacağı bir savunma hazırladığını ve yakında teslim olacağını söyledi.

15 gün içinde teslim olacağım

Yargıtay’ın, Dink davası kararını bozma gerekçesine dayanılarak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeniden açılan davada hakkında yakalama kararı çıkartılmasının hukuki olmadığını savunan Tuncel, “Kaçmıyorum. AİHM’e kapsamlı bir dilekçe ile yeni savunmamı hazırlıyorum. 15 gün içinde bitirmeyi düşünüyorum. Tamamladıktan sonra hemen teslim olacağım” dedi. Tuncel, AİHM’e vereceği dilekçesinin içeriğiyle ilgili şunları söyledi: “Kimliğimin deşifre edilmesi, sanık konumuna sokulmam, gayri-resmi dinlenmem cinayetin planlandığına dair tüm istihbaratları vermeme rağmen eylemin şahsıma yıkılması ve uzun tutukluluk süresi ile lehimde olan hususların kararlara yansımamasını kapsayacak. AİHM daha önce verdiği Dink kararında 5 maddeden Türkiye’yi mahkum etmişti.”

Ergenekon üstü yapılanma var

Erhan Tuncel, “Dink cinayeti gösteriyor ki devlet içinde Ergenekon üstü bir yapılanma var ve bu cinayetin aydınlatılması sürekli engelleniyor. Ben burada çok küçük bir parçayım” diye konuştu. Av. Fethiye Çetin’in kitabını da okuduğunu anlatan Tuncel, “Çetin, Ergenekon’u aşan bir yapının parmak izlerini kendi bulduğu kayıtlarla deşifre etmiş” dedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Tuncel hakkında “Kasten öldürmeye azmettirme” suçundan verilen beraat hükmünü, Dink’in öldürülmesi suçuna iştirak ettiği gerekçesiyle bozmuştu.

Devletle ilgisi yok jandarmayı inceleyin

Yakalama kararının hukuksuz olduğunu iddia eden Erhan Tuncel, “Hakkımda tutuklama kararı çıkarsa diğer sanıklar da da tutuklanmalı. Çünkü bozma kararı onları da kapsıyor. Savunmamda irtibatlı olduğum Trabzon polisi ile ilgili bilgiler vereceğim.

Mahkemeye Emniyet Yardımcı İstihbarat Elemanı olma sürecimle ilgili belgeler sunacağım. Trabzon Jandarmasının bu davada irdelenmesi lazım. Cinayetteki rolleri büyük” dedi. Cinayetin bundan sonraki yargılamayla da tüm unsurlarıyla aydınlanamayacağını öne süren Erhan Tuncel şunları söyledi: “Bu iş Ergenekon üstü bir yapının işi. Erhan Tuncel eşittir Hrant Dink cinayeti tablosu tamamen yanlıştır. Bu cinayetin devlet ile ilgisi yok.”

Kırmızı Pazartesi’yi yazıyorum

Tek başına yaşadığı bir evde savunmasını yazdığını belirten Erhan Tuncel, “Hrant Dink’in öldürülmesi tıpkı Gabriel Garcia Marquez’in Kırmızı Pazartesi kitabındaki cinayet gibidir. Marquez, bir cinayetin göz göre göre nasıl yaşandığını anlatıyor. Dink’in tehdit edildiğini herkes biliyordu. Ama engel olunmadı. Ben şimdi Kırmızı Pazartesi’yi yazıyorum” dedi.

Kaynak: Erhan Tuncel: Bağlantılarımı açıklarım – Politika – Star Gazete http://haber.stargazete.com/politika/erhan-tuncel-baglantilarimi-aciklarim/haber-799580#ixzz2iZAhARka

HRANT DİNK DAVASI /// Eski Vali Yavuzdemir : Bilgim Olsa Muammer Güler’i Uyarırdım Ve Dink Ölmezdi


TRABZON,- KAMUOYUNDA tartışmalara yaloçan Rahip Santoro ve Hrant Dink suikastleri ile TAYAD olayları sırasında Trabzon Valisi olan Hüseyin Yavuzdemir, “Bana polisten veya jandarmadan bu tür bir bilgi gelseydi ve dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler’e, ‘Hrant Dink’e karşı bir şey yapılacağına dair duyum var. Bu şahıs İstanbul’da yaşıyor. Bunun hakkında gereken önlemlerin alınması gerek’ deseydim Güler, orada gereken tedbiri alırdı.

Trabzon Valiliği görevine 9 Eylül 2004’te Ağrı Valiliği’nden atanan Hüseyin Yavuzdemir döneminde, Trabzon’da dünya gündemine oturan olaylar yaşandı. Yavuzdemir, 24 Ekim 2004’te Yasin Hayal’in Mc Donalds’ı bombalaması, 6 ve 10 Nisan 2005’te bildiri dağıtmak isteyen TAYAD’lılara linç girişimleri, 5 Şubat 2006’da İtalyan Katolik Kilisesi rahibi Andrea Santoro’nun öldürülmesi ve 19 Ocak 2007’de Hrant Dink’in Trabzonlu Ogün Samast tarafından İstanbul’da öldürülmesi sırasında Trabzon Valiliği görevlerinde bulundu. Yavuzdemir, bu süreç içinde Emniyet Müdürü olarak önce Ramazan Akyürek ve Reşat Altay’la, Jandarma Komutanı olarak da Hrant Dink suikastinde görevi ihmalden 6 ay hapis cezasına çarptırılan Albay Ali Öz’le çalıştı. Hüseyin Yavuzdemir ve Emniyet Müdürü Reşat Altay, Hrant Dink suikastinden bir hafta sonra 27 Ocak’ta Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla görevden alınarak merkeze çekildi.

Yavuzdemir, daha sonra emekli oldu. Trabzon’dan yayın yapan Karadeniz Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan dönemin valisi Hüseyin Yavuzdemir, böyle karışıklıkların olacağı bir dönem öncesinde Ağrı’dan Trabzon’a atanmasının planlı olduğuna inanmadığını belirterek, “Trabzon’un genel yapısında, vatanseverlik, milliyetçilik yattığı için, Ergenekon dediğimiz, devletin derinliklerinde olan örgüt, Trabzon halkını daha kolay provoke edeceğini zannederek, devamlı orada olay çıkarmayı düşündü. Nitekim, bunda da başarılı oldu” dedi. TAYAD OLAYLARI ERGENEKON’UN PARÇASI Trabzon’da 6 ve 10 Nisan 2005’te F Tipi cezaevlerine karşı bildiri dağıtmak isteyen bir grup gencin linç edilmek istenmesiyle ilgili olarak konuşan Hüseyin Yavuzdemir şunları söyledi: “Birkaç tane TAYAD üyesi Trabzon Meydan’ında, ‘F Tipi cezaevine hayır’ diyor. Trabzon’un insanı da kalkıyor ve müdahale ediyor. Bir anda 2 bin kişilik bir kalabalık. Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’ti o zaman. Emniyet Müdürü, zırhlı aracı almasa linç edilecekler. Onları kim göndermiş Trabzon’a, kimler tahrik etmek istemiş? F Tipi cezaevi olmayan bir yerde, gidip de halkın gözüne baka baka, ‘F Tipi cezaevine hayır’ diye bağırmak veya buna neden olmak, kimlerin işi tahmin etmek zor değil.

TAYAD olaylarından sonra çok suçlandım. ‘Vali özgürlüklere karşı’ filan diye. Ama TAYAD’lıları ölümden kurtardık. Ertesi gün medyada ben suçlanıyorum. Ama polisimiz orada gerekeni yaptı. TAYAD’lıları, zırhlı polis aracına almak suretiyle onları ölümden kurtardı. TAYAD’lılar, halkı suç işlemeye teşvik ve tahrik etmekten mahkemeye sevk edildiler. Bu defa polisin bu tutumunu eleştirdiler. Ergenekon denen örgüt, devamlı Trabzon’u kaşıyor. TAYAD olayları da bunlardan bir tanesi. Şimdi neden olmuyor? Niye TAYAD’lılar gitmiyor Trabzon’a?” “ERGENEKON SONLANDIRILMADI AMA” Yavuzdemir, “Ergenekon’un sonlandırıldığını mı düşünüyorsunuz?” sorusunu yanıtlarken de, “Ergenekon sonlandırılmadı ama Ergenekon’a karşı ciddi bir operasyon yapıldı Türkiye’de. Ülkede bir rahatlama oldu. Ergenekon’u, rahmetli Bülent Ecevit de, ‘kontrgerilla ismiyle tespit etti, biliyordu ama çekindi. Şimdiki başbakan, Karadenizli olması dolayısıyla inatçı ve sonuna kadar gitme arzusu var. Bunun için Ergenekon’un üzerine ısrarla gitti. Böyle de bir olumlu sonuç alındı Türkiye’de” ifadesini kullandı.

“EMNİYET MÜDÜRÜNÜN SÖYLEMESİ LAZIMDI AMA SÖYLEMEDİ”

Hrant Dink suikastinde de yargılanan Yasin Hayal’in 24 Ekim 2004’te Mc Donalds’ı bombalaması olayıyla ilgili görüşlerini de açıklayan Hüseyin Yavuzdemir, “Yasin Hayal, emniyetin tanıdığı bir çocuk. Ama olağan asayiş toplantılarımızda Yasin Hayal’in ismi hiç geçmedi. Öncesinde haberim yoktu” dedi. Yavuzdemir, “Döneminizde gerçekleşen olaylarda, haberinizin olmadığını söylüyorsunuz. İstihbarat birimleri, sizce bunu bilinçli mi yaptı?” sorusunu yanıtlarken de şu ifadeleri kullandı: “İstihbarat şube müdürleri, birbirleriyle serbest çalışabilir, serbest yazışabilirler. Ama Trabzon’un genel güvenliğini ilgilendirecek konularda İstihbarat Şube Müdürü, kendi İl Emniyet Müdürünü bilgilendirmez mi? Bilgilendirmesi lazım. İl Emniyet Müdürü’nün de bunu gelip bana söylemesi lazım, bilgi olarak. Bana söylenilmedi. Bunun bilinçli yapılıp yapılmadığı sorusunun muhatabı ben değilim. O soruyu Cumhuriyet savcılarının onlara sorması lazım.”

SANTORO CİNAYETİNİN ARKASI HİÇBİR ZAMAN ARAŞTIRILMADI

Hüseyin Yavuzdemir, 5 Şubet 2006’de öldürülen İtalyan Katolik Kilisesi rahibi Andrea Santoro cinayetiyle ilgili olarak ise, “Rahip Santoro cinayeti de Hrant Dink cinayetine benzer. O cinayetin arkasında kimin olduğu hiçbir zaman araştırılmadı. Yargılamayı yapan mahkeme, davaya gizlilik koydu. Trabzon Valisi olarak, o çocuğun hangi şekilde yargılandığı, ne olduğu ne bittiği hakkında en ufak bilgim dahi yoktu. Gizlilik var ya, öğrenemiyorsun. Bakıyorsun, arkasında örgüt var mı? Yok. Sadece o çocuğa ceza verildi. Bana göre Rahip Santoro cinayeti de aydınlatılmadı. Onun da arkasında birileri var” dedi.

“BİLGİ VERİLSEYDİ MUAMMER GÜLER’E SÖYLERDİM, ÖNLERDİ”

Agos Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi olayı öncesinde Trabzon Valisi olarak kendisine ne Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden ne de Trabzon Jandarma komutanlığından en küçük bir bilgi bile gelmediğini belirten Hüseyin Yavuzdemir, “Bilgileri vardı ama size aktarmadılar mı?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Tabi. Trabzon İstihbarat Müdürü, bunu kendi imzasıyla oraya bildirmiş. İstihbarat Müdürleri doğrudan yazışabilir, normaldir. Ama Hrant Dink bir gazete Genel Yayın Yönetmeni. Böylesine önemli şahsiyetler ile ilgili konulara ilişkin valinin bilgilendirilmesi lazım. Bana polisten veya jandarmadan bu tür bir bilgi gelseydi; ya talimat verirdim, ‘şuraya şöyle yazın’ diye veya ben kendim de yazardım. Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler’e, ‘Hrant Dink’e karşı, bir şey yapılacağına dair duyum var. Bu şahıs İstanbul’da yaşıyor. Bunun hakkında gereken önlemlerin alınması gerek’ deseydim Güler, orada gereken tedbiri alırdı. Ve Dink, öldürülmezdi.”

BELEDİYE BAŞKANININ ESPRİSİ

Dink’in öldürülmesini televizyonlardan öğrendiğini vurgulayan Yavuzdemir, şimdiki CHP Trabzon Milletvekili olan dönemin belediye başkanı Volkan Canalioğlu’nun kendisine yaptığı espriyi de şöyle anlattı: “Dink öldürüldü, öldüren de Ogün Samast diye Trabzonlu bir çocuk çıktı. Fatura bize kesildi. Hatta dönemin Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu bir espri de yaptı; ‘demek ki İstanbul’da bir yangın çıksa, Trabzon’daki itfaiye müdürü görevden alınacak’ dedi. Neticede bu olay üzerine ben görevden alındım. Kader diye düşünüyorum. Yani, benim bilgim yok olayla ilgili. En ufak dahi bilgim yok. Bilgi verdim diyen varsa, çıksın karşıma. Eğer görevde kalsaydım mutlaka bunların hesabını sorardım.”

HRANT DİNK DAVASI : Hrant Dink davalarını birleştirelim mi ?


Ermeni asıllı Gazeteci Hrant Dink’in, idaresindeki Agos Gazetesi’nin İstanbul Şişli’deki binası önünde 19 Ocak 2007’de tabancayla vurularak öldürülmesiyle ilgili davaların seyir hikâyeleri öylesine enteresan ki. Bir o kadar da ibretlik…

Aslında cinayetle sonuçlanan olaylar zincirindeki halkaların birbirleriyle bağı çıplak gözle görülebilecek sadelikte. Ancak soruşturma, kovuşturma ve yargılama aşamalarındaki kompleks ve organize irtibatlarla ortalık toz duman. Yine de elimizden geldiğince anlatalım. Bilindiği üzere infazdaki tetikçi ve azmettiriciler Trabzon adresli; o sıralar bu ildeki Jandarma Komutanı ise Albay Öz idi. Adeta havada uçuşan ihbar ve istihbaratları sumen altına süpürmekle suçlanmıştı. Öz ve 7 asker hakkında görevi ihmalden iki ayrı dava açılmıştı, Karadeniz’in bu önemli ilinde. Biri 2’nci Sulh Ceza, öbürüyse 1’inci Ağır Ceza’daydı.

Ağır Ceza heyeti, 17 Mayıs 2011’de ‘aynı fiilden bir kişinin iki kez yargılanamayacağı gerekçesiyle’ ret hükmüne varmıştı. Son söz Yargıtay’a bırakılmıştı. 2 Haziran 2011’deki 17’nci duruşmada kanaatini oluşturan 2’nci Sulh Ceza ise, Albay Öz ve İstihbarat Şube Müdürü Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız’a 6’şar; astsubaylar Okan Şimşek ve Veysel Şahin ile Hüseyin Yılmaz ve Hacı Ömer Ünalır’a 4’er ay hapis cezası vermişti. İtirazı değerlendiren Yargıtay 5’inci Ceza Dairesi, usule aykırı davrandığını belirlediği (söz konusu iki dava yüksek görevli Ağır Ceza’da birleşmeliydi) Trabzon 1’inci Ağır Ceza’nın kararını bozdu. Dava 1’inci Ağır Ceza’da yeniden başladı. İlk duruşmada Öz’ü ve Dink Ailesi’ni avukatları temsil etti. İlginçtir mahkeme bu defa dosyanın İstanbul 14’üncü Ağır Ceza’da görülen ana davayla birleşmesi ihtimalini gündemine aldı. Bir yazıyla 14’üncü Ağır’ın görüşü sorulacak. Diğer eksiklerin tamamlanması için duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

HRANT DİNK DAVASI /// Dink Ailesinin Avukatı : MİT Elindeki Bilgiyi Paylaşmadı


Hrant Dink davasının avukatları, MİT’in elindeki belgeleri paylaşmadığını, davanın başlangıç noktasından daha geri olduğunu söyledi.

Hrant Dink davasının avukatları, MİT’in elindeki belgeleri paylaşmadığını, davanın başlangıç noktasından daha geri olduğunu söyledi.

Hrant Dink davası avukatları Fethiye Çetin, Hakan Bakırcıoğlu ve İsmail Cem Halavurt, davada gelinen son nokta ile ilgili Beyoğlu’ndaki Cezayir Restoran’da basın toplantısı düzenledi.

MİT’ten istenilen bilgiler hakkında konuşan Avukat Çetin, "MİT’ten birkaç kere bilgi istendi. Bunu hem savcılar sordu hem de 14. Ceza Mahkemesi ve Çocuk Mahkemesi sordu. MİT her seferinde bizim Hrant Dink cinayeti konusunda ‘bizim basına yansıyanların dışında elimizde bir bilgi yok’ diye cevap verdi. MİT koca teşkilat, bu ülkenin en üst yetkili istihbaratı her gün oturuyor, günlük gazeteleri okuyor. Onları inceleyip bu bilgilerin dışında elinde bilgi yok. Kaldı ki bir istihbaratçı onları incelese bile Hrant Dink’in yaşamının tehlike altında olduğunu anlayabilirdi. Bu çok açık. MİT her seferinde böyle cevaplar vererek elindeki bilgiyi paylaşmadı." ifadelerini kullandı.

Dava konusunda geri kalındığının altını çizen Çetin, "Başlangıçtaki noktadan çok daha geri bir noktadayız. Bu dava iddianamesinde bir örgüt var bu örgüt sanıklarla sınırlı ve bu örgüt terör örgütüdür. Bu örgütün bozduğu hukuki yarar, kamu düzeni ve kamu barışıdır demişti. Biz şimdi bundan çok daha geri bir noktada bulunuyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamede ne demişti? Bu bir terör örgütüdür. Bu terör örgütünün hedefinde toplumda farklı etnik ve dini gruplar vardır. Bu gruplara yönelik eylemleri vardır. Yargıtay 9. Ceza dairesi kararı çok kaba hatlarıyla açıklamak gerekirse şöyle diyor, ‘tebliğnameye katılmıyoruz çünkü bu bir terör örgütü değildir’ diyor." şeklinde konuştu.

VİDEO LİNK :

https://www.youtube.com/watch?v=K9iOjDisa5Q&feature=youtu.be

HRANT DİNK DAVASI : Dink için “gebermişse gebermiş” diyen Zenit istihbaratın tepesine atandı


İstihbarat Daire Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’ne atanan Muhittin Zenit’in adı, Hrant Dink öldürüldükten sonra Erhan Tuncel’le yaptığı telefon görüşmesiyle gündeme gelmişti. Görüşmede Zenit, Dink hakkında, “Gebermişse gebermiş. ‘Onu kim gebertti?’ diye sorgulamıyorum’’ diyordu.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in Özel Kalem Müdürlüğü’ne Muhittin Zenit atandı. Böylece adları kamuoyuna Dink suikastının ardından yansıyan iki emniyet görevlisi en tepe noktada buluşmuş oldu. Dinç, Trabzon’da İstihbarat Müdürlüğü görevini yürütürken Zenit de aynı şubede görevli polis memuruydu. Davanın sanıklarından Erhan Tuncel ile irtibatları ortaya çıkan bu iki kamu görevlisi, sonraki dönemde, soruşturulmak ve ceza almak bir yana, terfi ettirildi.

Hrant Dink cinayetini organize etmekle yargılanan ve beraat eden polis muhbiri Erhan Tuncel’in cinayetten yarım saat sonra polis memuru Muhittin Zenit’le yaptığı telefon konuşmasının kayıtları 2007 yılında ortaya çıkmıştı. Bu kayıtlar, Zenit’in, Hrant Dink öldürülmesiyle ilgili tüm planlardan haberdar olduğunu ortaya koyuyordu. Dolayısıyla onun üstü konumundaki Engin Dinç’in de. Dink’in öldürüleceğini bildikleri halde hiçbir şey yapmayan bu iki kamu personeli, sonraki hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam ettiler. Yargılanmadılar, ceza almadılar. Terfi ettirildiler ve nihayet Ankara’da, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nda bir kez daha ‘buluştular’!

Cinayet davasında azmettiricilikle yargılanan Erhan Tuncel’le yaptığı telefon görüşmesinde Zenit, “Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar… Tek farklılık, kaçmayacaktı ama bu kaçtı” demişti.

Agos

VİDEO LİNK :

https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=Oqkz4u52Xsk#t=0

HRANT DİNK DAVASI /// SANEM ALTAN : Yaşar Büyükanıt’a neden dokunulamıyor.


E-Posta: saltan


Sanem Altan

Uzun zamandan sonra beni en heyecanlandıran kitap, Hrant Dink’in avukatı Fethiye Çetin’in Utanç Duyuyorum kitabı oldu.

Elimden düşüremiyorum…Hem hırsımdan hem acımdan okurken ağlıyorum.

Ama bu kitap duyduğum acıyı yendi, okuduklarım karşısında hissettiğim öfke acımı unutturabildi bana.

Dün davanın Yargıtay’ın bozma kararından sonraki ilk duruşması vardı…

Yargıtay 9. Ceza Dairesi davaya bakan mahkemenin ‘örgüt yok’ kararını, sanıkların terör örgütü değil suç örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle bozmuştu.

Dün de daha salıverilen Erhan Tuncel’in tekrar yakalanmasına karar verildi.

***

Pazartesi günü t24’te Fethiye Çetin’in kitapla ilgili röportajını okudum.

Kitabındaki pek çok soruya cevap veriyordu.

En ilgimi çeken kısımlardan biriydi kitapta Yaşar Büyükanıt kısmı…

Daha önce Mehmet Baransu da sormuştu, “Ergenekon davasında İlker Başbuğ müebbet cezası alırken Büyükanıt nasıl kurtuldu, yargılanmadı” diye.

2011’in Mart ayıydı sanırım, Taraf’ta Türkiye Wikileaks belgeleri yayınlanmıştı. ABD’nin Ankara eski büyükelçisi Pearson‘ın “Genelkurmay Başkanı Özkök’e karşı olan yedi general var. Büyükanıt’ın ise ikili oynadığı söyleniyor” diyordu notlarda.

2003’te Şener Eruygur’un Genelkurmay Başkanı’nı bütün direncine rağmen hükümete karşı harekete geçirmeye zorladığını ama Hilmi Özkök “Muhtıra vermeyi düşünmüyorum” diyince, Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olduğu bir ortamda darbe yapılmasının söz konusu olmadığını anladığını ve önce Kara Kuvvetleri Komutanı, ardından Genelkurmay Başkanı olmayı hayal ettiğini ve bu yüzden Yaşar Büyükanıt’ı aradan çıkartması gerektiğini düşündüğünü biliyorduk.

Hatırlayın, Ergenekon soruşturması sırasında Eruygur’un evinde ve işyerinde yapılan aramada Büyükanıt’ı engellemek için hakkında yaptırdığı çok geniş araştırmalar çıkmıştı.

27 Nisan Muhtırası’nın Türkiye’de siyasi hayatın gidişatını nasıl değiştirdiğini… Ak Parti’nin 22 Temmuz seçimlerinde bu muhtıraya duyulan kızgınlık nedeniyle büyük ve ezici bir oy aldığını da hatırlıyoruz.

Ve 4 Mayıs 2007’de hâlâ o görüşmede ne konuşulduğu sır olan, Dolmabahçe’deki Büyükanıt-Tayyip Erdoğan buluşması da hâlâ büyük bir soru işareti.

Büyükanıt’ın 32. Gün’de tuhaf bir güvenle “O muhtırayı evde televizyon izlerken kalktım ve ben yazdım” dediğini de eklersek, Büyükanıt’ın son dönemin en ilginç isimlerinden biri olduğu gerçeği net bir biçimde çıkıyor ortaya.

***

Fethiye Çetin de diyor ki, “Dolmabahçe buluşması 2007 Mayıs’ında. Hrant Dink cinayeti 2007 Ocak’ında. Ergenekon soruşturması da Dolmabahçe görüşmesinden hemen sonra başladı. Bir ihbarla Ümraniye’deki el bombaları bulundu. İşte bu tarihten başlayarak acaba Dolmabahçe görüşmesinde bir uzlaşmaya varıldı ve bu uzlaşmada Hrant Dink dosyası pazarlık malzemesi olarak kullanılıp Hrant Dink dosyası iktidar savaşına feda mı edildi? 2012 yılının Aralık ayında MİT’in, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gönderdiği dosya bu konudaki iddiamı daha güçlendirdi. Özel Harp Dairesi’nden bir subayın anlatımlarına yer verildiği gibi isim listelerine, krokilere ve bazı belgelere de yer verilmişti. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Özel Harp Dairesi’ne bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nun şube sayısının arttırıldığı, görev tanımının genişletildiği, asıl görevinden ziyade ülke içindeki muhaliflere yönelik faaliyetlere izin verildiği, ‘iç tehdit’ belirleme yetkisi ile belirlenen hedeflere karşı mücadele yetkisi verildiği yazılıydı. Elde bunca bilgi ve iddia olmasına rağmen niye Büyükanıt’a dokunulmadı?’

***

Bütün bu bilgilerin ışığında Fethiye Çetin’in sorusu insanın içinde çınlıyor.

Galiba ancak Dink cinayetinin gerçek sorumluları ortaya çıkarıldığında çözebileceğiz yakın tarihimizin ürkütücü sırlarını.

Belki de o yüzden bir türlü çözülemiyor bu cinayet.

Öyle değil mi?

HRANT DİNK DAVASI /// ODA TV : Odatv’den Erhan Tuncel kampanyası


Odatv olarak bugünden itibaren bir kampanya başlatıyoruz.

Kampanyanın adı "Erhan Tuncel Ne Zaman Yakalanacak".

Malum, Hrant Dink davasına bakan mahkeme, örgüt suçundan beraat verdi ve cinayeti azmettirmekle suçlanan Erhan Tuncel tıpkı Ergenekon davasındaki Osman Yıldırım gibi tahliye oldu.

Derken Yargıtay söz konusu kararı bozdu. Dava yeniden görülmeye başladı. Ve mahkeme 17 Eylül 2013 Salı günü Tuncel hakkında yeniden yakalama kararı verdi.

Ancak Tuncel ortada yok.

Umarız Türk polisi görevini yapar ve bir dönem istihbarat elemanı olarak kullandığı, Hrant Dink cinayetini haber verdiği bilinen Erhan Tuncel’i adalete teslim eder.

Biz o zamana kadar kampanyamızı başlatıyoruz.

Sık sık Erhan Tuncel’i hatırlatacağız… Ta ki Tuncel yakalanana kadar.

Kampanyamız Tuncel’in adalete teslim edildiği gün sona erecek.

Biliyoruz, bazıları bu kampanyaya kızacak.

Mesela, polis teşkilatındaki hukuk dışılıkları, teşkilatını koruma adına görmezden gelen polisler…

Mesela Hrant Dink cinayetini çözememenin utancını sırtında taşıyan siyasi iktidar…

Mesela Dink cinayetiyle sadece Ergenekon davasındaki siyasi hesaplaşma için ilgilenen, "aman polise, cemaate, katilin buradaki bağlantılarına dokunmayın" diyen Hrant’ın sözde dostları…

Biz Dink cinayetinin çözülmesini istiyoruz.

Tetiği çeken içeride.

Onu azmettirenlerin, azmettireni azmettirenin, ona yol verenin, göz yumanın yargı önüne çıkmasını istiyoruz.

Birilerinin yaptığı gibi soyut bir "devlet" suçlamasıyla yetinmeyi adalet adına, hukuk adına, Hrant adına doğru bulmuyoruz.

İşte ilk haberimiz:

PLAKASIZ MOTORSİKLETLİ POLİSTEN KAÇAMADI

Polis Hrant Dink davasında hakkında yakalama kararı bulunan Erhan Tuncel’i hala yakalayamadı.

Ancak başka birini yakaladı. Yakalanan kişinin suçu motorsikletine plaka takmamak. Olay, Konya’da saat 22.00 sıralarında merkez Karatay ilçesi Fetih Caddesi ile Büyük Kumköprü Caddesi kavşağında meydana geldi. 42 A 2860 plakalı asayiş ekibi plakasız ve tescilsiz motosiklet sürücünü durdurarak hakkında tutanak düzenledi. Bu sırada plakasız motosikletiyle caddeden geçen Ramazan Küçük (30) kendisinin de durdurulacağı endişesiyle ekip otosunu görünce kaçmaya başladı. Dengesini kaybeden Küçük, ekip otosunun hemen önünde düşerek yaralandı.

Yaralanan Ramazan Küçük için olay yerine 112 sağlık ekibi sevk edildi. Yerde ambulans bekleyen Küçük, yaralı halde ayağa kalkmak için direndi. Sağlık ekipleri tarafından olay yerinde ilk müdahasi yapılan Küçük, sedyeye alındığı sırada "Motorum! Motorum! Ne olacak motoruma?" diye gözyaşı döktü. Polis ekipleri tarafından sakinleştirilerek ambulansa bindirilen Ramazan Küçük, Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Ramazan Küçük’ün durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

İşte olay yerinden ilk görüntüler:

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN BURAYA TIKLAYIN.

ODA TV

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!