Günlük arşivler: 23/06/2013

ÜNSAL BAN : Ekonomik istila tehdidine karşı ekonomik istihbarat


Ünsal BAN

unsalban

Tepkilerin bu kadar hızlı ve yoğun olmadığı dönemlerde bir ülkeyi istila için askeri müdahaleler kullanılırdı.

Bugün bu yöntem arka plana itildi.

Çok daha kolayı var; "hedef" ülkeyi iktisadi kıskaçlara al, ekonomisini iyiden iyiye bağımlı hale getir.

"Süper güç"ler bu yönteme özellikle 2. Dünya Savaşı’nın ardından ağırlık vermeye başladı.

Bu durumun en bariz göstergesi de, ABD’nin 2. Dünya Savaşı sonrasında istihbarat yapılanmasında geleneksel departmanlarının yanına bir de "Ekonomik İstihbarat Departmanı"nı eklemesi oldu.

Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşların meydana getirilmesinin açıklanan amacı, 2. Dünya Savaşı’nın ekonomilerinde ciddi boyutlarda zarara yol açtığı ülkelerin yeniden yapılandırılması, güçlendirilmesiydi.

"Görünen" amaç buydu ama "gerçek" amaç çok farklıydı.

Ekonomik istila süreci

Ortadaki büyük bir ekonomik tezgâhtır.

Bu tezgâh da şöyle işlemektedir:

Öncelikle, dış güçlerin göz diktiği ülkeler belirlenerek bu ülkelere Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlar aracılığıyla miktarları milyar dolarlara varan krediler verilmektedir.

Başta ülkenin kalkınmasını temin maskesi altında kullandırılan kredilerin büyük bir çoğunluğu ülkedeki ekonomik istikrarı ve sosyal adaleti sağlayacak alanlarda değerlendirilmek yerine, enerji santralleri, limanlar gibi altyapı hizmetlerini inşa eden çok uluslu şirketlerin kasasına girmektedir.

Bu durumda borç yükünün altına hedefteki ülkenin halkı girerken, kârlı çıkan çok uluslu şirketler ve amaçladıkları doğrultuda hareket eden dış güçler olmaktadır.

Borçlar artıkça artar

Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşlar borç verme adı altında ülkeye bir kez girdi mi çıkartmak çok güçtür.

Zira verilen borçlar çok büyük olduğundan geri ödemesi genelde mümkün olmayacak, bu kapsamda da daha yüksek faiz oranlarından ve daha yüksek meblağlarda borçlar alınacaktır.

Artan faiz ödemeleri ile borçların geri ödemesi güçleşirken bahsi geçen kuruluşların, maliye ve para politikalarında söz sahibi olması ile karşı karşıya kalınan durum başka bir boyut kazanacaktır.

Nasıl mücadele edilebilir?

Konuya ilişkin bir dizi makalemizde "Gezi hadiseleri"nin ekonomik boyutunu, Türkiye’nin güçlü ve bağımsız bir ekonomiye sahip olmaması için kurulan tezgâhları gözler önüne sermiştik.

Şimdi tespitin ötesine gidip çareye gelelim…

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın altını sıklıkla çizdiği gibi son 10.5 yıllık süreçte bağımsız ve güçlü bir ekonomiye sahip olma yolunda çok büyük adımlar atıldığı ortada.

Bununla birlikte, ekonomik müdahalelere karşı çeşitli birimlerin mevcut olması da büyük önem taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde ekonomik güvenlik devletin önemli ilgi sahalarından birisini oluşturmaktadır.

Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) tarafından kaleme alınan strateji belgelerine göre ekonomik istihbarat, Amerikan gizli servislerinin ana ilgi sahalarının başında gelmekte, aynı şekilde İngiliz M16 yani dış istihbarat servisinin temel ilgi alanları içinde de zikredilmektedir.

Dahası, Rus istihbarat servislerinin temel vazifelerinden birisinin de ekonomik güvenlik olduğu görülmektedir.

Bu noktada, sermaye hareketlerinin ve para giriş-çıkışlarının niteliklerini inceleyecek, anormal hareketlilik durumunda uyarıda bulunacak, bilgi akışını özümseyecek ve ana istihbarat servisi ile eş zamanlı çalışacak bir örgütlenme şeklinin varlığı ekonomi savaşlarından galibiyet ile çıkma ihtimalini ciddi seviyelerde artıracaktır.

Güçlü Türkiye istemeyenlerin karşısında durulabilmek ve ekonomik saldırıları daha başlamadan engelleyebilmek için ekonomik istihbarat yapılanmasının oluşturulması büyük önem taşımaktadır.

GEZİ PARKI NOTLARI : Gezi Parkı olaylarının dış tetikçilerine mercek


MİT ve Emniyet istihbaratına Alman Vakıflarının Gezi Parkı olaylarındaki rolünün araştırılması için talimat verildiği ortaya çıktı. Uluslararası güçlerin, yerli işbirlikçileri ile tezgahladığı ortaya çıkan Gezi Parkı olaylarında Alman vakıflarının oynadığı rol mercek altına alınıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarının uluslararası tezgah olduğunu, Alevi-Sünni çatışmasının körüklenmeye çalışıldığını belirtmişti.

Murat Alan’ın haberine göre, istihbarat birimleri, hükümetin devrilmesi ya da zayıflatılmasının amaçlandığı olayları yönlendiren kişi ve kurumların Alman vakıflarıyla olan ilişkisini araştırıyor. 1 yıldır üzerinde çalışıldığı vurgulanan operasyonun (Gezi Parkı eylemleri) Türkiye ayağına ilişkin tüm görüşme trafiği ve maddi kaynak aktarımının mercek altına alındığı vurgulandı.

ALMAN VAKIFLARI MERCEK ALTINA ALINDI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birçok defa, Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıflarından duyduğu rahatsızlığı belirtmiş, bu vakıfların yıkıcı bölücü unsurlara destek olduğuna dikkat çekmişti. Önceki gün Kayseri’de düzenlenen, "Milli İradeye Saygı" mitinginde ise, Erdoğan Gezi Parkı eylemlerinin mezhep çatışmasına kılıf yapılmak istendiğini, Alevi vatandaşlar üzerinden operasyon yapılmaya çalışıldığı vurgulamıştı. Erdoğan’ın dikkat çektiği Gezi Parkı tezgahı ve mezhep çatışmasının arka planı ile ilgili istihbarat birimlerine araştırma talimatı verildiği ortaya çıktı. Kaynaklardan edinilen bilgiye göre Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet İstihbarat Dairesi, eylemleri organize ettikleri, gizli ve açık destek verdikleri belirlenen kişi ya da kurumların Alman vakıfları ile olan bağlantısını araştırıyor.

TÜM İLİŞKİLERİ TESPİT EDİLECEK

Alman vakıflarının Türkiye’nin istikrarsızlaştırılmasına dönük eylemlerde rolü olan provokatörlerle olan irtibatı ve maddi ilişkisinin tüm boyutu ile masaya yatırılacağı kaydedildi. Türkiye’de faaliyet gösteren 53 Alman Vakfı bulunduğu, özellikle Konrad-Adenauer-Stiftung Vakfı (Alevi vatandaşlar üzerinde etkili), Friedrich Naumann Vakfı, Friedrich-Ebert-Stiftung Vakfı, Heinrich Böll Stiftung Vakfı, Rosa Luxemburg Vakfı ve İstanbul başta olmak üzere 5 ilde faaliyet gösteren Goethe- Institut üzerinde yoğunlaşıldığı ifade edildi. Arkeoloji, dil bilimi, Türkoloji, siyaset bilimi, çevre bilimi, ekonomi, sosyoloji, etnoloji, ilahiyat, sendikalar ve medya dahil birçok alanda faaliyet gösteren Alman vakıflarının etki ajanlığı yaptığı vurgulandı.

ALABORA’YI DA DESTEKLEMİŞLER

Gezi Parkı eylemlerini aylar önce simüle ettiği belirlenen ve eylemlerde başı çeken Mehmet Ali Alabora’nın da içinde yer aldığı ekibin, incelemeye konu olan Alman vakıflarıyla irtibatlı olduğu, bazı sanatçı ve akademisyenlerin bu toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda ön plana çıkarak "hükümet yasakçı" imajı oluşturmaya çalıştığı belirtildi.

ALMANYA’DA BULUNAN ALEVİ DERNEKLERİ İLE İRTİBATLI

İstihbarat raporlarında Almanya’da bulunan örgütlü Alevi vatandaşların kurdukları derneklere Alman istihbaratıyla birlikte çalışan vakıflar tarafından kaynak aktarıldığı, bu vakıfların Alevi nüfusunun yoğun bulunduğu şehirlerde kültürel faaliyet adı altında toplantılar düzenlediğini belirtilmişti. 28 Şubat dönemindeki ekonomik krizin de Alman Deutsche Bank tarafından tetiklendiği, Alman Vakıflarının CHP dahil birçok siyasi parti ve STK ile ilişkili olduğu belirlenmişti. Ergenekon’la da ilişkili olduğu belirlenen Alman Vakıflarının, bazı sanıklarla olan para trafiği deşifre edilmişti.

ROTH DA DİVAN’DA ÇIKMIŞTI

Bilindiği üzere Gezi Parkındaki çadırların kaldırılması sırasında provokatörlerin eylemi koordine merkezine dönüştürdüğü Divan Otel’de Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth’un bulunduğu ortaya çıkmıştı. Bir grup CHP’li vekille birlikte otelde bulunan Roth, eylemcileri dağıtmak için biber gazı kullanan polisle tartışmıştı.

TEKNİK TAKİP /// Fiber optik ağ üzerinden dünyayı dinlemişler


The Guardian gazetesi İngiltere’nin en önemli istihbarat ajanslarından GCHQ’nun "izleme" skandalı olduğunu iddia etti.

İngiliz The Guardian gazetesi, İngiltere’nin en önemli istihbarat ajanslarından Hükümet İletişim Merkezleri’nin (GCHQ) fiber optik ağlar üzerinden çok sayıda internet bağlantı noktasına sızdığını ve burada sayısız veriye erişim sağladığını yazdı. Bu verilerin daha sonra ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ile paylaşıldığını yazan gazete, e-posta, sosyal paylaşım siteleri paylaşımları, telefon görüşmeleri ve kullanıcıların kişisel verilerinin de kaydedilip analiz edildiğini bildirdi.

AVRUPA’DA BÜYÜK YANKI UYANDIRDI

İngiliz Yayın Kuruluşu BBC, The Guardian’ın haberini ABD’nin Prizma adlı programını ifşa eden Edward Snowden’a dayandırdığını bildirdi. İngiliz programın adının "Tempora" olduğu ve 1.5 yıldan bu yana uygulandığı belirtildi. Guardian’ın "GCHQ her hareketinizi nasıl izliyor" manşetiyle duyurduğu özel haberi Avrupa’da büyük yankı uyandırırken, İngiltere’nin elektronik dinleme ve izleme servisi GCHQ’dan sızdırılan belgeler habere kaynak olarak gösterildi.

Habere göre, telefon konuşmaları ve internet üzerinden sağlanan iletişime ait bilgiler GCHQ tarafından elenmek ve incelenmek üzere 30 gün boyunca saklandığı ifade edildi. GCHQ, tüm çalışmalarının yasalar çerçevesinde olduğunu açıkladı.

SNOWDEN’E DAVA AÇILDI

Guardian, habere konu olan belgelerin, ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) gizli dinleme ve izleme operasyonları yaptığını Edward Snowden tarafından kendilerine ulaştırıldığını belirtti. Snowden’a ABD’de, ajanlık, ABD hükümetine ait gizli verilerin çalınması ve dağıtılması suçlamalarından dava açıldı. ABD Adalet Bakanlığı, halen Hong Kong’da olduğu tahmin edilen 29 yaşındaki eski CIA çalışanı Snowden hakkında, Virginia eyaletindeki federal mahkemede suç duyurusunda bulundu. Washington Post, ABD yönetiminin, Hong Kong’dan Snowden’ı tutuklamasını istediğini, iadesi için talepte bulunmaya hazırlandığını yazdı.

İZLEMELER FİBER OPTİK KABLOLAR ÜZERİNDEN

İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, hükümetin, fiber optik kablolar üzerinden yürütülen küresel iletişimi izleyerek çok büyük miktarda veriyi sakladığını açıkladı. İngiltere’de her gün 200 fiber optik kablo üzerinden yapılan 600 milyon iletişimin izlediği, ABD’den daha fazla bilgiye ulaşıldığı öne sürüldü.

Bireysel özgürlükleri savunan Büyük Birader İzleme Örgütü’nden Nick Pickles, "Bu, eğer telefon ve internet kullanımımızı denetleyen merkezî bir veri tabanı yaratmak değilse bile çok tehlikeli şekilde ona yakın bir uygulama. Bu, daha önceki hükümetler tarafından reddedilen ve Parlamento’nun hiçbir şekilde onay vermediği bir çalışma" dedi.

"YASAL OLMAYAN BİR DİNLEME YAPMIYORUZ"

Guardian’ın haberi ardından bir GCHQ sözcüsü, "İstihbarat konuları hakkında yorum yapmayız. Ancak GCHQ’nun yasal yükümlülüklerine büyük bir ciddiyetle uyduğunu belirtmek istiyoruz. Çalışmalarımız, Dışişleri Bakanı’nın da gözetiminde kesin kurallara bağlı yasal ve onaylanmıştır" dedi.

Öte yandan ABD Savunma bakanlığı Pentagon’a bağlı istihbarat örgütü Milli Güvenlik Dairesi’nin (NSA) gizli belgelerini sızdırarak Washington yönetimini zora sokan 29 yaşındaki Edward Snowden’ın, yeni belgeleri medya ile paylaşmaya devam ettiği belirtildi.

ALMANYA’NIN TEPKİSİ

Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger yazılanların doğru olması halinde "bunun bir felaket olacağını" söyledi. Alman bakan, "Büyük Britanya hakkındaki bu suçlamalar kulağa bir Hollywood kâbusu gibi geliyor. Avrupa kurumları derhal durumu açıklığa kavuşturmak için harekete geçmeliler? dedi.

YANDAŞ MEDYA : İşte Gezi olaylarındaki 50 organizatör


Gezi eylemleri ile ilgili, ‘Organizatör’ olarak nitelendirilen 50 kişilik listede, asker, sanatçı, akademisyen, gazeteci ve işadamları da var.

Gezi eylemleri ile ilgili soruşturmayı derinleştiren istihbarat birimleri hazırladıkları raporu Başbakanlığa sundu. ‘Organizatör’ olarak nitelendirilen 50 kişilik listede, asker, sanatçı, akademisyen, gazeteci ve işadamları bulunuyor.

Yeni Şafak’ın haberine göre, Gezi Parkı’nda ağaçların kesileceği bahanesiyle başlayan, ancak kısa sürede ‘hükümet istifa’ kampanyasına dönüşen eylemlerin ardından ‘çok özel bir ekip’ çıktı. Ülkeyi kaos ortamına sürükleyen olaylarla ilgili ayrıntılı bir inceleme başlatan istihbarat birimleri şok bilgilere ulaştı. MİT, Emniyet ve Jandarma İstihbarat ekiplerince hazırlanan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan raporda, Gezi Parkı eylemlerini provoke eden 50 kişilik organizatör grubu isim isim anlatıldı. Aralarında Özel Kuvvetler birimi üyesi askerlerin de olduğu grupta, sanatçı, akademisyen, gazeteci ve işadamlarının da yer aldığı öğrenildi.

ÖKK EMEKLİSİ DE VAR

Başbakan Erdoğan’a sunulan raporda, eylemleri organize ettiği belirtilen 50 kişinin hesap hareketleri, telefon görüşmeleri ve internet üzerinden yazışmaları detaylarıyla anlatıldı.

Eylemlerin birkaç ay öncesinden organize şekilde planlandığı belirtilen raporda, tespit edilen 50 kişinin yurtiçi ve yurtdışı bağlantıları da ortaya konuldu.

Sözkonusu organizatör grubunun içinde etkin durumda bulunan ve Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli olduğu öğrenilen 2 asker ise raporun en dikkat çekici unsuru olarak göze çarptı. Yüksek rütbeli bu askerlerin Gezi Parkı eylemleri sonrası ikinci adım olarak, Hatay ve Mersin’de Alevi-Sünni çatışması çıkarmak için provokatif eylem hazırlığında oldukları iddia edildi.

Yapılan istihbarat çalışmalarının ardından olası provokasyon girişimlerine karşı ilgili tüm birimler ‘acil’ koduyla uyarıldı.

HABER ELEMANLARI DOĞRULADI

Balyoz Darbe Planı davasında 16 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Tümamiral Fikret Güneş’in, Gezi eylemcilerine hitaben yazdığı mektubun da yer verildiği raporda, eylemler sırasında kışkırtma amaçlı atılan Twitter mesajları da kayda geçti.

İllegal gruplara sızmış MİT ve Emniyet’e bağlı haber elemanlarının aktardığı bilgilerin de, ‘sivil darbe’ hedefleyen 50 kişilik organizatör ekibin amacını doğrular nitelikte olduğu ifade edildi. Bu kişiler hakkındaki bilgilerin adli makamlara iletilmesinin ardından savcılığın soruşturmayı derinleştirmesi bekleniyor.

Tencere tavayla mahalle kavgası

Güvenlik birimleri, Başbakan Erdoğan’a sundukları raporda ‘Gezi Parkı’ olayları ile aynı anda başlayan ‘tencere tava’ eylemlerinin de organize planlandığı tespitini yaptı. Gürültü çıkarmak suretiyle vatandaşların rahatsız edildiği ‘tencere-tava’ eylemleriyle mahalle aralarında çatışma çıkarmanın hedeflendiği belirtildi. Can kayıplarının ve yüzlerce yaralının kayıtlara geçtiği eylemlerde örgüt bağlantısı olduğu tespit edilenlerin tutuklanma işlemi sürerken, olaylar esnasında Türkiye’den iki haftada yaklaşık 8 milyar dolarlık sıcak para çıkışı yaşandığı da Başbakan’a sunulan raporda ifade edildi.

32 kişi daha tutuklandı

Gezi Parkı eylemleri sırasında kamu malına zarar verip halkı isyana tahrik ettiği gerekçesiyle gözaltına alınanların mahkeme işlemleri dün de sürdü. ‘Vandal’ olarak bilinen operasyonda İstanbul’da tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen 17 kişiden 9’u tutuklanırken, 8’i ise serbest bırakıldı.

Böylelikle İstanbul’da Gezi eylemlerinden ötürü tutuklanan kişi sayısı 33’e yükseldi. Mahkeme, 17 zanlıyı da ‘adli kontrol tedbiri’ kararı vererek serbest bıraktı. Başkent Ankara’da ise tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen 26 kişiden 23’ü tutuklandı, kalan 3 zanlıya ise adli kontrol tedbiri uygulanacak.

Balyozcu paşanın Gezi mektubu

Başbakan’a sunulan raporda, Balyoz Darbe Planı davasında 16 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Tümamiral Fikret Güneş’in mektubuna da yer verildi.

Güneş, mektupta eylemcilere şu şekilde sesleniyor: ‘Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm ülkeye yayılan bu direniş ateşi Silivri’de tutsak bulunan bizlerin gücüne güç katmıştır. Türk gençliğine güveniyoruz, sizinle gurur duyuyoruz. Önemli olan içerideki tutsaklık değil, dışarıdaki tutsaklıktır. Sizler bu tutsaklığınızdan kurtuldunuz, artık önünüzde durabilecek güç yoktur!’

TEKNİK TAKİP /// Eski NSA personeli Edward Snowden : İngilizler ABD’den beter


ABDUlusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) dünya çapında milyonlarca kişinin telefon ve internet kayıtlarını izlediğini ifşa eden eski Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) çalışanı Edward Snowden, İngiliz istihbarat kurumu GCHQ’nun daha kapsamlı izleme bir izleme programı olduğunu açıkladı.

İngiliz Guardian gazetesine elindeki bilgileri veren Snowden, "Onlar, ABD’den bile beter" dedi. GCHQ’nun İngiltere’deki daha serbest kanunlardan dolayı "İnterneti Yönetme" ve "Küresel Telekomünikasyon Kullanımı" adlı iki program üzerinden büyük miktarda veriyi kayıt altına aldığı ve ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda ile paylaşıldığı belirtildi.

GCHQ’nun son 18 aydır Operasyon Tempora adı altında yasal olarak kişilerin e-posta, Facebook mesajları, internet kullanımı tarihçesini kaydettiği belirtildi. GCHQ’dan 300 ve NSA’dan 250 analistin bu verileri incelediği bildirildi. GCHQ’nun hergün 600 milyon telefon hareketini ve izlenen 200 fiber kablodan günde 21 petabit (21 milyon gigabyte) veri kayda geçirdiği iddia edildi.

ZİHİN KONTROLÜ MAĞDURU BELÇİKA’LI ANDREA LAROCHE’UN AÇIKLAMALARI (2 BÖLÜM) /// İNGİLİZCE ///


VİDEO LİNK :

1. BÖLÜM

2. BÖLÜM

VİDEO : 3D LiDAR Technology


VİDEO LİNK :

VİDEO : Ateist-Siyonistlerin Medya Ayağı – Zihin Yıkama – Beyin Kontrolü


VİDEO LİNK :

VİDEO : Alec K. Redfearn & The Seizures “Voice To Skull”


VİDEO LİNK :

VİDEO : UYDU NASIL ÇALIŞIYOR ???


VİDEO LİNK :

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!